Gebelikte nefes darlığı normaldir ve yaygındır. Gebelik süreci ilerledikçe nefes darlığı sorununu birçok kadın yaşayabilmektedir. Hatta gebeliğin erken dönemlerinde de görülebilir. Gebelik boyunca daha fazla oksijene ihtiyaç duyulur. Vücut bu ihtiyacı karşılamak için çeşitli yollara başvurur ve bu duruma kendini adapte etmeye çalışır. Hormonlardaki yükselme (özellikle progesteron hormonundaki yükselme) direkt olarak akciğerleri etkiler ve beyindeki solunum merkezini uyarır. Ve her 1 dakikadaki alınan nefes sayısı artar.
Gebeliğin ileri dönemlerinde büyüyen uterus diyaframa baskı yapar. Bu durum solunum için daha fazla çaba göstermeye neden olur. Özellikle iri bir bebeğe hamile olmak, ikiz bebekler veya aşırı amniyon sıvısı solunumu daha zorlaştırabilir. Doğum zamanı gelmeden birkaç hafta destek almak faydalı olacaktır.
Bu Durumda Ne Yapılabilir?
Gebelikte nefes darlığı genelde normaldir ve zararsızdır. Fakat bu durumlarda aşırı aktiviteden uzak durmakta fayda vardır. Hareketlerde daha yavaş olmak, hızlı hızlı hareket etmemek gerekir. Otururken dik oturmak, omuzları arkaya yaslamak gerekir.
Gece uyurken baş altını ekstra yastıklarla daha yüksek tutmak rahatlatıcı olur. Doğum sonrası ise solunum, eğer başka bir hastalıktan kaynaklanmıyorsa gebelik öncesindeki eski durumuna dönecektir.
Gebelikte Nefes Darlığı Ciddi Bir Hastalığın Belirtisi Olabilir Mi?
Gebelikte nefes darlığı çekmek ciddi bir hastalığın da belirtisi olabilir. Örneğin astım ve zatürre gibi bir solunum hastalığı varsa gebelik döneminde bu daha ciddi bir durum yaratabilir.
Gebelik dönemi boyunca kan pıhtılaşmasındaki değişiklikten dolayı akciğer embolisi denilen durumun yaşanması riski daha fazladır. Bu nadir bir durumdur fakat ciddidir.
Aniden ortaya çıkan bir nefes darlığı sorunu daha ciddi bir durumun işareti olabilir. Bu durumda tıbbi destek almak gerekir.
Ayrıca aşağıdaki durumlarda da hekime danışmak ve yardım almak gerekir.
Astım sorununun daha kötüleşmesi.
Hızlı solunum.
Nabızda hızlanma, kalp çarpıntıları ya da zayıflık.
Nefes alırken göğüste ağır veya acı olması.
Dudak kenarlarında, parmaklarda ve tırnaklarda mavileşme.
Solgun görünme.
Oksijen yetersizliğinden endişe etmek.
Sürekli öksürük, kanlı öksürük veya ateş ve titremenin eşlik ettiği öksürük.