Aft, Uçuk Ve Diğer Ağız Yaraları
Autlar, aftoz ülser olarak da adlandırılır, küçüktürler (yaklaşık 1-2 mm.) ve genellikle dudakların ve yanakların içi kısmında gelişirler ve nadir vakalarda, diş etlerinde ve üst damakta oluşurlar (ağzınızın tavanı). Bulaşıcı değildirler ve genellikle kadınlarda aybaşı dönemlerinde ve ergenlik çağlarında çıkarlar.
Aftlar, tek başına, küçük, kırmızı hale içinde san bir nokta t görünümündedir ve genelde ilk farkına varılmasına yemek yerken verdiği arı sebep olur.
Genellikle bir hafta 10 gün içinde kaybolurlar. Tuzlu suyla çalkalamak, aftlar daha az ağrı verici kılar. Sıcak yiyecek ve içeceklerden kaçının, aynı şekilde baharatlı ve asitli yiyecekleri de yememeye gayret edin. Gerçek aft, 14 gün içinde kaybolur. Aft, 14 gün içinde geçmezse dişçinizi veya doktorunuzu arayınız. Aftlar nüksetmeye devam ederse, doktorunuz, vitamin eksikliğinizi kontrol edecek (özellikle floik asait veya B12 Vitamini) veya beyaz kan hücrelerinizin düşük olup olmadığını belirlemek için kan tahlili yapacaktır.
Uçuklar, tip 1 ve 2 herpes simplex virüsünden (HSV) oluşur. HSV tip 1 uçukların en bilinen sebebidir. Tip 2, üreme organlarından bulaşan herpes enfeksiyonu (insanların “bende herpes” var dedikleri zaman kastedilen hastalık) sebebidir, ancak uçuğa da sebep olabilir Yetişkinlerin en az yansı HSV virüsünden enfekte olmuşlardır. Hangi tip HSV olursa olsun, bir kere enfekte olduğunuz zaman, bu enfeksiyon kalıcıdır. Enfeksiyon, sinirlerin içinde uyur vaziyette yatar ve çoğu zaman herhangi bir belirtisi yoktur. Bazı kişilerde, virüs dönemsel olarak “uyanır” ve uçuğa sebep olur.
Doktorlar, tam olarak neyin virüsü harekete geçirdiğini anlayamamaktadırlar. Aşağıdaki durum ve koşullar nüksetmesinin sebepleri olarak söylenebilir: Ruhsal endişe, güneş ışığına maruz kalmak, hormonal değişim (aybaşı döneminden önce, menopoz ve hamilelik boyunca ya da ağızdan doğum kontrol hapı alındığı dönemlerde), fiziksel bitkinlik ve vücudun diğer bölgelerindeki enfeksiyonlar.
Uçuklar sıklıkla ağzın kenarında çıkarlar ve genellikle her defasında aynı yerde görülürler (çünkü virüs, cildin bu nokrasında uyur). Uçuk, genellikle bir hassasiyet veya karıncalanma hissiyle başlar ve gelişip şişen, ağrı veren, kırmızı bir yumruya dönüşür. Bu dönemde, yaranın içindeki virüs çok bulaşıcıdır (virüs sinirlerin içinde uyurken bulaşıcı değildir).
Bir veya iki gün sonra bölge kabarır, patlar ve üzeri kabuk bağlar. Sonra, sarı kabuklar soyulur ve açık renkte bir sıvı akıntısı olur. Yara yaklaşık 2 hafta içinde iyileşir. Uzmanların bir çoğu klovir gibi antiviral ilaçların, yaranın daha hızlı kaybolmasını sağlayacağını düşünmemektedir. Bu sebeple, antiviral ilaçlar tavsiye edilmemektedir. Bazı hastalar, buz uygulayarak ya da sağlık gıdalarının satıldığı yerlerde, hap şeklinde, kolayca bulunabilen L-Lysine (amino asit) kullanarak başarılı sonuçlar almışlardır. uçukların farklı tedavileri hakkında bilgi edinebilmek için doktorunuzla görüşünüz.
Ağız ülserler
Travmatik ülserler olarak da adlandırılır: Ağzı kaplayan mukoza zannın zedelenmesi sonucu meydana gelir. Hoyratça diş fırçalama, yanağınızı ısırma, pütürlü bir diş ya da takma diş bu zedelenmeye yol açabilir. Travmatik ülsere sebep olan sivri bir diş veya diş uygulaması ise, bu durumu, doktorunuza bildiriniz. Bu ülserler, sebebi bir kez öğrenildiği zaman, genellikle bir hafta içinde iyileşir.
Aft, Uçuk Ve Diğer Ağız Yaraları
Ağız, şişmelere yol açabilecek birçok hastalığa uygun bir ortamdır. Bu hastalıklar bulaşıcı değildir.
Ağız licken planusu
Çok sık karşılaşılan bir vakadır. Sebebi bilinmemektedir ve üç şekli vardır. En bilinen şekli, yanakların iç kısmında veya dilin kenarındaki kalın beyaz çizgilerle karakterize olur. ikinci şekli, diş etlerinde aşınmış, ağrılı alanların oluşmasına yol açar. Son şekli, en ciddi ve ağızda ağrı veren şişkinlikler üretir. Bu vaka erkeklerden çok kadınlarda ve genellikle 40 – 60 yaş arası kişilerde görülür. Bazı kişilerde cilt döküntülerine de sebep olur.
Lichen planus, kronik (uzun vadeli) bir rahatsızlıktır, bir gelir bir kaybolur. En sık karşılaşılan lichen planus şekline yakalandıysanız, tedavi gerektirmez. Diğer şekillerden biri varsa, doktorunuz kortikosteroid ilaçlar yazabilir. Doktorunuz veya dişçiniz, teşhisi doğrulamak için bir biyopsi talep edebilir.
Ağız lichen planusu olmanın, hastayı kansere meyilli hale getirdiği düşüncesi tartışılmaktadır. Lichen planusunuz varsa, doktorunuz, tedbirli olmak adına, düzenli olarak ağzınızı kontrol edip, ağız kanseri belirtilerini kontrol eder.
Pemfigoid ve pemfîgus,
Otoimmün hastalıklardır. Pemfi-goid hastalığında, cildin herhangi bir yerinde büyük yaralar oluşur. Pemfigus ise, sık karşılaşılmayan ancak ciddi bir hastalıktır ve deride ya da ağızda oluşur. Yaralar önce ağızda başlar (bazen sadece ağızda olur) sonra da genellikle ciltte oluşur. Hassas şişlikler kolayca patlar, ağrılı alanlar oluştururlar, sonra üzerleri kabuk bağlar ve enfekte olurlar. Tedavi edilmezse, şişkinlikler sıçrayabilir, yaygın cilt kaybına ve hatta ölüme bile sebep olur. Doktorunuz, pemfigoid veya pemfigus olduğunuz şüphesi taşıyorsa, bir yara numunesi alıp, mikroskop altında inceleyecektir, her iki hastalığın da tedavisinde kortikosteroid ilaçlar kullanılır ve bazı vakalarda bağışıklık sistemini koruyucu ilaçlar kullanılır. Şişkinlikler yaratan tüm enfeksiyonlar, antibiyotik gerektirir.
Multiform eritema, göreceli olarak sık karşılaşılmayan bir otoimmün hastalıktır. Genç erişkinler, özellikle erkekler bu hastalığa karşı daha fazla elverişlidirler. Ağızdaki diğer şişkinlik vakalarından farklı olarak, multiform eritema, başlangıçta çok ciddi ve tahrip edicidir, ağızda ülserlerin gelişmesine sebep olur ve daha sonra bu ülserler dudakların üstüne kadar uzanabilir.
Hastalığa yakalananların yarısında ciltte döküntüler oluşur; bu döküntüler, hedef tahtasına benzeyen yaralar şeklinde karakterize olur. Multiform eritemanın daha ciddi bir varyantı ağızda, jenital kısımlarda ve gözlerde yaraların oluşmasına sebep olur. Ateş, baş ağrısı, öksürme ve boğaz ağrısı gibi grip belirtileri, hastalığın başlamasından bir hafta önce kendini gösterir. Yaralar 2 ile 6 hafta arası kalır. Hafif seyreden şekli tedavi gerektirmez; daha ciddi şeklin tedavisinde kortikosteroid ilaçlar kullanılır.
Pamukçuk
Candida albicans, ağzınızda doğal olarak yerleşmiş bir mantardır, iyi huylu bakteriler bunu diğer mikroorganizmalarla dengede tutarlar. Buna karşın, enfeksiyona karşı direnciniz azsa veya antibiyotik ya da kortikosteroid ilaçlar kullanıyorsanız, vücudunuzun doğal dengesi bozuktur ve mantar bu durumda çoğalıp ağızda pamukçuk oluşmasına yol açar.
Ağrı, sarı-beyaz renk, ağız ve boğazın hassas zarında kabarık lekeler ana belirtiler. Diş fırçalanması sırasında lekeler törpülenmişse, cildin ağrılı alanları açığa çıkmış demektir. Bazen, ağzınızda beyaz lekeler veya yaralar olmasa bile, dilinizin yanmasına sebep olur.
Pamukçuk ciddi bir durum değildir ancak nüksedebilir. Kronik hastalar – HIV, AİDS olanlar veya kemoterapi görenler de dahil- pamukçuk hastalığına meyillidirler, ancak yaşı ilerlemiş olanlar ve çocuklar da etkilenirler.
Pamukçuktan şüpheleniyorsanız, dişçinizi veya doktorunuzu görünüz. Sizi tetkik ettikten sonra, teşhisi teyit etmek için, etkilenen alandan ufak bir örnek alır. Vakanın tedavi edilmesi için, mantar önleyici ilaçlar, genellikle yaranın tam üstüne uygulanır. Ayrıca, inatçı vakalarda, mantarın ağzınızdan yok edilmesi için ağız ilaçları kullanılır.