Bayburtlu Zihni Kimdir? Edebiyatımızdaki Yeri Nedir?

bayburtlu zihni kimdir
Bayburtlu Zihni

Şair, öğrenimini Erzurum ve Trabzon medreselerinde tamamlayarak İstanbul’a gelmiştir. Burada Divan-ı Hümayun kalemine girerek bir müddet çalışmıştır. Şairin şairliğinde Osmanlı-Rus Savaşı çok büyük bir öneme sahiptir. Çünkü onun yaşadığı dönemde bu savaş olmuş ve şair Rusların yurdumuzu işgal etmesiyle yaşanan sıkıntılara şahitlik etmiştir.

Şair, hayatının belli bir dönemini Mısır’da geçirir. Daha sonra Hopa, Karaağaç, Ünye, Erzurum, Erzincan gibi ülkemizin doğusunda ve kuzeyinde kalan yerlerde bulunur. Hayatının son demlerinde Trabzon’a gelir burada bir hastalığa yakalanır. Ama bu esnada da memleketi gözünde tütmektedir. Bu sebeple Bayburt’a gitmek üzere yola çıkar. Lakin Trabzon’a yakın Holasan köyünde vefat eder.

“Bayburtlu Zihni” Edebiyatımızdaki Yeri

“Bayburtlu Zihni” deyince akla ilk gelen onun taşlamalarıdır. Çünkü o memleketin neresine giderse gitsin, mutlaka hicvedeceği birilerini bulurdu. Kaymakam, kadı, ağa hiç fark etmez, kendince yanlışını gördüğü kişiyi yerden yere vururdu. Bu anlamda şair, oldukça sivri bir dile sahipti. Bayburtlu Zihni, Halk Edebiyatı kategorisinde değerlendirilmesine rağmen aslında o hep Divan Şairi olmayı istemiştir.

Şair, hem aruz vezni ile hem de hece ölçüsü ile şiirler yazarak bu alanda önemli eserler vermiştir. Şair, hazırladığı divanında, divan şiirinin bütün şekillerinde şiirler yazmayı başarmıştır. Divanını tertip edip saraya sunmuştur. Böylece şair, saraya divan sunan, nadir Halk Edebiyatçıları arasına girmiştir. Ancak Zihni, daha çok Halk Edebiyatı alanında verdiği koşma ve destanları ile tanınır.

“Bayburtlu Zihni” Eserleri

Divan-ı Zihnî: Oğlu Ahmet Revayî tarafından 1876 yılında İstanbul’da yayımlanmıştır.

Sergüzeştnâme-i Zihnî: Yazma hâlinde olan eserin henüz  11 adet nüshası tespit edilmiştir. Onun ününü artıran destanları, bu eserin sonunda yer almaktadır.

Kitab-ı Hikâye-i Gâribe: 27 yapraklık bir eser olup, Bayburt beylerinden Abdullah’ın 18 yıllık ömrünün hikâyeleştirilmesinden oluşan bir eserdir. Eser, Selçuk üniversitesi, Edebiyat Fakültesi  öğretim üyelerinden Prof. Dr.Saim Sakaoğlu(emekli) ve Prof. Dr. Ahmet Sevgi(Halen görevi başında) tarafından 1992 yılında yayımlanmıştır. Bu eser hikayeden Türk Romanı’na geçiş aşamasında edebiyatımız için çok önemli bir yer tutar.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz