Yeni doğan bebeğin bakımı ve ilk muayenesi bebeğin yaşama kazandırılması için yapılan işlemleri kapsar. Yeni doğmuş bir bebek doğumdan hemen sonraki ilk 5 saniye içinde solumaya ve ilk 30 saniye içinde ağlamaya başlar. Önce anne karnındaki yaşamın olduğu gibi yüzeysel ve düzensiz nefes alma şeklinde olan solunum sonra düzenli ve derin nefes alımlarına dönüşür.
Solunum sistemi anne karnında sıvı ile doludur. Bu sıvı solunumun başlaması ile birlikte hava ile hızlıca yer değiştirir. Bu sıvının yer değişimi kısmen doğum sırasında ve artan akciğer kan ve lenfatik dolaşımıyla doğum sonrası gerçekleşir. İlk solunum daha fazla göğüs kafesi içi negatif basınç gerektirirken bu gereksinim gittikçe azalır. Beşinci solunumdan sonra oldukça dengeli bir solunuma geçilir.
Akciğerlerde arda kalan havanın kalması, solunumun kolaylaşması ve nefes vermede akciğerdeki hava keseciklerinin kapanmasının önlenmesi sürfaktana bağlıdır. Solunumun başlamasında etkili olan faktörler yenidoğanın karşılaştığı fiziksel uyarılar ve göbek kordonu kesilmesinden sonra oluşan oksijen azalması- karbondioksit artışı olarak sayılabilir.
Doğumdan sonra bebeğin başı doğar doğmaz yüzü hemen kurulanmalı ve ağzı ve burnu temizlenmelidir. Kordonu kesilirken bebeğin baş aşağı tutulması solunum yolundaki sekresyonların boşalması açısından yararlıdır. Kordon kesildikten sonra bebek süratle canlandırma ünitesine alınır. Hafif baş aşağı pozisyonunda sırtüstü yatırılmalı, ısı kaybını azaltmak için ıslak örtüler üzerinden alınmalı ve kuru ve yumuşak örtüler üzerine yatırılmalıdır. Hızlıca ağız ve burun boşluğu temizlenir.
Bu işlemlerin çok nazik yapılması başlamakta olan solunumun baskılanmaması için son derece önemlidir. Hemen solunum uyarısı verilmelidir. Solunum uyarısı bebeğin ıslak yüzeylerinin kurulanması ve hafifçe ayak tabanlarının oğuşturulması şeklinde olabilir. Doğumdan sonra hemen kalp atım sayısı ve solunumun gelişimi kontrol altına alınır. Kalp atım hızının >100 atım/dk olması gerekmektedir.
Apgar Skorlama Sistemi Nedir?
Doğumdan sonra yenidoğanın izlenmesinde Apgar skorlaması kullanılır. Apgar skoru 1. ve 5. dakika sonunda değerlendirilir. Birinci dakika Apgar skoru acil resüsitasyona ihtiyaç olup olmadığının değerlendirilmesini sağlar. Apgar skoru 7-10 ise bebek iyidir. Ağız, burun ve farinks temizliği yeterlidir. Apgar skoru 4-6 ise hafif ile orta derecede depresyon (baskılanma) vardır. Apgar skoru 0-3 ise ağır depresyon olduğunu gösterir. Bu bebeklerde acil resüsitasyon gerekir. Bu bebekler genellikle flask, apneik, sıklıkla mekonyum ile boyalı, ve kalp atımları <100 atım/dk olarak bulunur.
Asfiksinin kanıtlanması için yenidoğanın kan gazları ve kan pH’sının değerlendirilmesi gerekir. Metabolik asidemi yoksa intrapartum asfiksiden (doğum sırası oksijensiz kalma hali) söz edilmemelidir. Serebral palsi perinatal asfiksinin önemli bir bulgusudur.
Umbilikal Kordon (Göbek Kordonu) Kan Gazları Nedir?
Göbek kordon kanı pH ve asit-baz dengesi yenidoğan bebeğin iyilik halinin iyi bir göstergesidir. Umbilikal kordon kanında metabolik asidemi yoksa doğum esnası oksijensiz kalma hali (intrapartum asfiksi ) söz konusu değildir. Umbilikal arter pH’sı <7.20 ise asidemi olarak kabul edilir. Kan pH’sı <7.0 ise ileri derecede asidemidir. Hiperkarbili veya hiperkarbisiz hipoksi ve buna bağlı metabolik asidoz gelişmesi asfiksi (oksijensiz kalma) olarak bilinir.
Canlandırma (Resüsitasyon) Nasıl Yapılır?
Bebeklerin küçük bir yüzdesinde canlandırma gerekir. Canlandırma gerektiği birinci dakika Apgar skorunun 0-3 olması ile anlaşılır. Bebek açık küvöze alınmalı iyice kurulanmalı, ısıtılmalı, ve kuru örtülere sarılmalıdır. Hafif baş aşağı pozisyonda tutulan yenidoğanın başı arkaya eğik olmalıdır. Solunum yetersizse pozitif basınçlı ventilasyon (ambu) yapılır. Kendiliğinden solunum olsa bile kalp atım sayısı <100 atım/dk ise ambu solunumu gene de yaptırılır. Bebeğin rengine bakılır. Ciltte morarma varsa %100 oksijen verilir.
Ambu ile 30 saniye solutulmasına rağmen kalp atım sayısı <60 atım /dk ise kalp masajı gerekir. Kalp hızı kendiliğinden olarak 80 atım/dk’ya ulaştığında kalp masajı kesilmelidir. 30 saniyelik aralarla solunum ve kalp atım sayısı değerlendirilir.
Resüsitasyon gerektiren yenidoğanların çoğu %100 oksijen ile uygulanan ambuya cevap verir. Kalan kısmında kalp masajı da gerekir. Bu da yeterli olmazsa ilaç uygulaması gerekir. Bebek doğduğunda kalp atımı yoksa direkt olarak kalp masajı ve ilaç tedavisine geçilir. İlaçlar en az 30 sn süre ile %100 oksijen ile yapılan ambu solunumu ve kalp masajı ile kalp atım sayısı >80 atım/dk olmuyorsa veya kalp atımları yoksa uygulanır. Canlandırmada kullanılan ilaçlar epinefrin, dopamin, bikarbonat, ve volüm arttırıcılardır. Epinefrin ilk ilaç olarak kalp atımları 0 veya 30 sn aralıklarla yapılan kontrollerde <80 atım/dk ise kullanılır.
Epinefrinin 1:10000’lik solüsyonu0.1-0.3 ml/kg dozda iv veya nefes yolu içine olarak hızla verilir. Alınan kan gazlarında metabolik asidoz saptanırsa veya kalp atımları >100 atım/dk olmazsa sodyum bikarbonat verilir. Kanama bulguları varsa volüm arttırıcılar kullanılır. Uzamış şokta önceki ilaçlara cevap vermiyorsa dopamin infüzyonu yapılır.
Yenidoğan Muayenesi Nasıl Yapılır?
Gebelik yaşının belirlenmesi: Yenidoğanın gebelik yaşının belirlenmesi için geliştirilmiş çeşitli tablolar mevcuttur.
Göz bakımı: Gonore ve klamidya enfeksiyonlarını azaltmak için çeşitli göz pomad ve damlaları kullanılmaktadır.
Göbek bakımı: Göbek 24 saat içinde kurur ve siyahlaşır. Povidon iyot ile her gün silinerek steril gazlı bez ile sarılırsa göbek yolu ile enfeksiyon önlenmiş olur. Göbek genellikle bir hafta içinde düşer ve normal göbek oluşur. Göbek kordonu bakımı önemlidir.
Cilt bakımı: Bebeğin iyi kurulanması gerekir. Vernix caseosa (verniks kazeoza) yenidoğanın üzerinde bulunabilir. Temizlemeye çalışmak gerekmez. Bebek ısısı stabil olduktan sonra veya daha çok da göbek düştükten sonra yıkanır.
Gaita ve idrar yapımı: Tüm yenidoğanların %90’ı ilk 24 saat içinde mekonyum (ilk dışkıya verilen ad mekonyumdur) yapar. Geri kalanların büyük çoğunluğu 36 saat içinde mekonyum yapar. Bu süre içinde gaita ve idrar yapımı olmazsa anomaliler araştırılır. Doğumdan 3-4 gün sonra anne sütüne bağlı açık sarı renkli gaita yapılır.
Kilo kaybı: Doğumdan sonra gaita, idrar, ve ter gibi kayıplar nedeni ile ağırlık azalması olur. Doğumdan sonra 10 gün geçince doğum ağırlığına ulaşır. Kilo kaybı genellikle doğum ağırlığının %10’u kadardır.
Sarılık: Bebeklerin yaklaşık üçte birinde 2-5. günlerde fizyolojik sarılık gelişir. Karaciğerin indirekt bilirubini alması ve direkt bilirübine çevirmesi immatüriteye bağlı olarak yetersiz kalabilir. Pretermlerde daha ağır olabilen sarılık daha uzun seyreder.