Yetişkinler için sıradan olan bazı sesler, görüntüler ve hayvanlar, bazen çocuklar için çok korkutucu, ürkütücü olabilir. Korku bütünüyle kötü bir şey değil, normal bir tepkidir. Çocukların özellikle karanlıktan, geceleri gürültüden, tanımadıkları kişi ve hareketlerden, sudan, uzun süren sessizlikten, köpek havlamasından, doktordan, banyo küvetinden, küvete akan sudan, yüksekten korkmaları sık karşılaşılan durumlardır.
Bebekler, yenidoğan döneminde, ani sesle veya dokunmayla sıçrarlar; kolları iki yana hızlıca açılır ve gözlerini kırparlar. Bu aslında bir korku reaksiyonu değil, normal yenidoğan reflekslerinden biridir ve moro refleksi olarak isimlendirilir. Bu refleksler, 4-6 ayda kendiliğinden kaybolur. Bu tepkiler görülünce, anneler genel olarak bebeklerini sessiz ve loş bir odada yatırmayı tercih ederler. Aslında tam tersine, bebeğin odasında, dışardan gelecek sesleri algılayarak uyuması daha doğaldır. Yeni görüşlere göre bebek doğmadan önce, annesinin karnındayken dış sesleri algıladığı için, her zamanki ortamın seslerini algılaması onun dış dünyaya uyumunu kolaylaştırır.
Çocuklar 2-6 yaşlar arasında diğer yaşlara göre daha çok korkar. Bu yaşlarda yabancılardan korkma önde gelir. İkibuçuk yaş civarında ani gürültülerden, garip hayvanlardan ve doktorlardan korku öne çıkar. Yine iki yaş civarında karanlık, tuvaletten korku, hatta palyaçolardan korkma görülebilir. Hayali yaratıklar yine korku nedenleri arasındadır. Bazı çocuklar bu yaşlarda tuvalette sifon çekildiğinde, düşüp gitmekten korkar. Bazıları önceden tepki vermediği halde, bir anda 3 yaş civarında köpeklerden korkmaya başlar. Korku kötü bir tepki olmamasına rağmen, aşırı korkular çocuğun ve ailenin huzurunu kaçırabilir. Bu nedenle korkuyla başa çıkmayı bilmek gerekir.
Korku nedenleri nelerdir?
1- Çocuğun çok akıllı olması, birçok düşünce, bilgi kaynağı ve görüntünün kafasında değişik kombinasyonlarda birleştirilmesine, dünyayı ona daha tehlikeli gibi algılattırmasına neden olabilir.
2- Deneyim azlığı da korku nedeni olabilir. Banyo küvetinin akarından suyun akıp gittiğini gören çocuk, kendisinin de oraya girerse akıp gideceğinden korkabilir. Başka bir çocuğun köpek tarafından ısırıldığını gören çocuk bütün köpeklerin kendini ısıracağını sanabilir.
3- Etraftaki her şeyin kendine göre çok büyük olduğunu gören çocuk boyut farkından korku duyabilir.
4- Çocuğun hayal gücünün geniş olması da korku kaynağı olabilir.
5- Hatırlama kapasitesi bir yaşından sonra artar. Küçük bebekler genellikle üzücü, korkutucu deneyimleri çabuk unutur ama bir yaşından sonra masal kahramanlarının başına gelenler bile korku nedeni olabilir. Salıncakla uçmak, merdivenden düşmek, kedi – köpek tırmalaması kalıcı korkulara neden olabilir.
6- Yürümeye başladıktan sonra çocuğun hareketliliği giderek artar. Merak edip her şeyi keşfetme ve görme ile deneme tutkusu çocuğun karşılaşabileceği korkuları arttırır.
7- Ebeveynlerin çok korkulu, endişeli ruh halinde olması çocuğu tedirgin edip kendini güvende hissetme duygusunu yok eder. Çocuk gerek ebeveynlerin, gerekse kendi arkadaşlarının başına gelenleri kendisine de olacakmış gibi hissedebilir.
Korkuyla başedebilme
Çocuktaki korkuların yenilmesi gerekir. Çünkü korkular aşırı hale gelirse çocuğun büyüme ve gelişmesini etkileyebilir. Bu nedenle çocuğa korkularını yenmede yardımcı olmak gerekir. Öncelikle, mantıksız olsa da korkuların gerçek olduğunu kabul etmek gerekir. Korkacak bir şeyin olmadığını göstermek korkuyu şiddetlendirebilir.
Eğer banyo sırasında istenmeyen bir durum oluşmuşsa, ağzına su ya da gözüne sabun kaçmışsa çocuk korkar. Bu çocuğun su sesi duyar duymaz ağlamaya başlaması doğaldır. Böyle bir durumda ona cesur olmayı öğretmeye çalışmak yerine güven duygusu oluşturmaya çalışmak en doğru yoldur. Onu zorla suya sokup korkulacak bir şey olmadığını göstermeye çalışmak, çocukta kendisinin korunmadığı düşüncesini uyandırabilir. Üstüne çok varmadan, sıcak ve alçak bir ses tonuyla konuşarak, gülümseyerek onu sakinleştirmek en güzel yöntemdir.
Eğer çocuk korkuyorsa, kendini yalnız hissetmesine izin vermemek gerekir. Bir olay veya durumdan korktuysa, ona bir şey olmayacağını hissettirmek, kucağa alıp okşamak, hala sakinleşmediyse onunla oyun oynayarak dikkatini başka yöne çekmek en doğru yöntemdir.
Eğer çocuk bir şahıstan çok korkuyorsa, o ziyaretçinin davranış biçimini değerlendirmek gerekir.
Korkulan şahıs bebeği havaya atıp tutarak, çok yüksek sesle seviyorsa, bebeğin bu tarz sevgi şeklini algılamadığı için korktuğunu söyleyerek konuğu kibarca uyarmak en sağlıklı yöntem olabilir.
Güven duygusu aşılayın
Çocuğun kendisine güven duygusunu arttırmak, korkuları yenmede en önemli noktadır. Bu nedenle çocuğun yaptığı her ilerlemeyi, başarıyı taktir etmek, ödüllendirmek; hata yaptığında şiddetli cezalardan kaçınmak gereklidir.
Korkuya kapılmış çocuğa kızmak, etrafındakilerin onunla alay etmesine izin vermek son derece yanlış bir tutumdur. Korkmamasını söylemek de yanlıştır. Çocuk ancak siz sakin olursanız, ona kızıp suçluluk duymasına neden olmazsanız rahatlayabilir. Annelerin, korkan çocuklarının yanında olduklarını hissettirmeleri gerekir. Ona bir şey olmayacağını algılayan çocuk daha kolay sakinleştirilebilecektir.
Korkan bebeğin üstüne varmamak, ona korkusunu hatırlatmamak gerekir. Hatırlatmak korkusunu güçlendirebilir.
Korku kaynaklarını yok edin
Çocukların hayatlarındaki korku kaynaklarını temizlemek en doğru yöntemdir. Korku filmlerini, ürkütücü haber programlarını çocuklara izletmemek gerekir. Çocuk herhangi bir dekorasyondan veya oyuncaktan korkuyorsa onları ortadan kaldırmak önemlidir. Çocuğa verilecek cezaların da, “kapalı, karanlık odaya kilitlemek” gibi korkuyu aşırı tetikler biçimde olmaması gereklidir.
Anne çocuğun korkmadığını bile bile “köpek geliyor” şeklinde çocuğu şartlarsa, çocuğa yeni korkuyu kendi tanımlamış olur. 0-16 ay arası dönemin güven duygusunun yerleşmeye başladığı önemli bir dönem olduğunu unutmayarak; çocukla sakin, sevecen ve gülümseyerek konuşmanın her konuda en iyi yöntem olduğunu da unutmamak gerekir.