Bilimsel Araştırmaların Mantığını Çözmek

bilimsel araştırma

Bilim, doğru düşünme, sistematik bilgi edinme sürecidir. Doğru düşünen kişi yani süje ile düşünülen şey yani obje arasındaki uyum veya birebir ilişkidir. Eğer düşünülen nesne ile düşünen özne arasında böyle bir uyum yoksa biz böyle durumları yanlış olarak değerlendiriyoruz. O halde, bilimin amacı dış dünyada doğru bilgiyi yanlış bilgiden ayırarak, onu sistematik bir biçimde değerlendirmektedir.

Bu anlamda bilim, doğru düşünme sanatı olarak da tanımlanabilir. Olaylar, genellikle karşımıza karmaşık olarak çıkmaktadır. Bunları bayağı ve sistematik olmayan bilgilerden ayırarak, doğru düşüncenin ürünü haline getirmek için neden-sonuç bağı altında birleştirmemiz gerekmektedir. Bilim, olaylar arasında neden-sonuç bağının kurulması suretiyle genel kavramlara ulaşmaktadır.


Bilim, belirsizliği ortadan kaldırmak üzere sistemli yaklaşım tarzını getirir. Fakat bunun anlamı, bilimin her zaman ve her koşulda belirsizlikleri ortadan kaldırdığı ve tutarlı bir sonuç ve öneriler getirdiği kesinlikle değildir. Pozitivist deneyci yaklaşıma göre, bilimin bazı belli önemli özellikleri vardır. Bilim, nesnel, mantıksal ve sistemli bir karakter taşımaktadır. Bilimin temelinde açıklama, betimleme, nedenler ilişkiler bulma ve bulgulara dayanarak ileriyi tahmin etmek, gelişme ve ilerleme için önerilerde bulunmaktır. Bilim betimleme yaparken kim, nerede, ne zaman veya ne kadar sorularına yanıt arar ve ne olduğunu rapor eder.

Bilimsel açıklama yapılırken ilişkiler üzerinde durulur ve nedenler üzerinde çalışılır. Öngörme, bilimin en arzu edilen amaçlarından biridir. Öngörme, verilere dayanarak incelenen konuyla ilgili olarak gelecekte ne olabileceği hakkında tahminde bulunmaktır. Bilim, gözlemlenebilir fenomenleri inceler. Doğrudan veya dolaylı olarak gözlemlenemeyen şeyler bilimsel analize uygun değillerdir. Bilimin mantıksallığı, bilimin kabul edilmiş akıl yürütme kurallarına göre yapıldığı anlamına gelir.

Bilimin nesnelliğini ortaya çıkaran mantık olayı, bilimin belli süreçlere dayanması ve bu süreçlerle anlaşılan fenomenin diğer araştırmacılar tarafından belirlenerek teorinin geçerliliğinin anlaşılması ile alakalıdır. Nesnellik, mantığının kabul edilen kaidelerinden geçerek elde edilir. Bu da tanımlama kaidelerine, tümevarım ve tüm dengelim çıkarsamalarına ve pozitivist-ampirizmde olasılık teorisine dayanır. Bilimde sistematik olmak, birbiriyle bağıntılı, uygun ve mantıkla örgütlenmiş uyumlar setiyle açıklama getirmek demektir. Bu set yeni verilerle ve kanıtlarla yanlışlamaya ve değiştirilmeye açıktır.


Bunların yanında bilimi niteleyen özellikleri de belirtmek yararlı olacaktır. Bilim olgusaldır. Bilimsel önermelerin tümü ya da doğrudan dolaylı olarak gözlenebilir olguları dile getirir. Bilim mantıksaldır. Bu özellik iki açıdan yorumlanmaktadır. Birincisi, bilim ulaştığı sonuçların her türlü çelişkiden uzak, kendi içinde tutarlı olmasıdır. Birbiriyle çelişen iki önerme doğru kabul edilemez. İkincisi, bilim bir hipotez veya teoriyi doğrulama işleminde mantıksal düşünme ve çıkarsama kurallarından faydalanır. Bilim, nesnel yani objektif olma çabasındadır.

Ayrıca Bilim, eleştiricidir. Bilim, her sav ve teori karşısında eleştirici tutumdan vazgeçmez. Bilimin kendi kendini eleştirme özelliği ona kendini düzeltme ve geliştirme olanağı vermektedir. Bilim, genelleyicidir. Bilim, tek tek olgularla değil, olgu türleri ile uğraşır. Dolayısıyla sınıflama bilimsel araştırmada ilk adımı oluşturmaktadır. Bilim açısından yalnız bir vakıanın kendi başına bir ehemmiyeti yoktur. O yalnızca inceleme süjesi, bir olgu sınıfına uzuv ise yani bir genellemeyi doğrulama ya da yanlışlama işleminde kanıt görevini görüyorsa önemlidir.


Tüm bilimsel araştırmalar, kavramsal çerçeveler içinde gerçekleştirilir. Bu ise olguların sınıflandırılmasını ve az çok açıklık ve kesinlik kazanmış bir tipolojinin varlığını gerektirmektedir. Bu da incelenecek olan olgular ve bunlar arasındaki ilişkiler hakkında gerçeğe uygun ve doğru bir fikre sahip olmayı gerektirmektedir. Diğer bir deyişle varsayımsal teorilerin ve sistemlerin kurulmasını gerekmektedir. Bilimin birinci amacı, olgular arasındaki daimi ilişkileri tanımlayacak yasaları formüle etmektir.

Bu yasaların özelliği açıklayıcı ve geçici oluşlarıdır. Bu yasalar gerçekliğin çeşitli görünümleri arasındaki mevcut bağıntılarını açıklarlar. A olgusunun oluşumundan sonra N olgusunun oluşumunu daha önceden kestirilebilmesini sağlarlar. Fakat bilimsel araştırmanın tek amacı yasalara varmaktan ibaret değildir. Pratikte yasaların bulunabilmesi, araştırmaların en ileri aşamalarında mümkündür. Sosyal bilimlerde bu durum o kadar yaygın değildir.


Olguların sınıflandırılmasını sağlamak, bütün bilimsel araştırmalar için temel bir aşamadır. Bir düzene sokmadan olguları bir yığın şeklinde gözlemlemek olanaksızdır. Sınıflandırma, benzer olguları bir arada gruplandırır ve böylece sayısız çeşitlikteki olguları belli sayıda tiplere indirger. Farklı farklı tipoloji kategorileri olabilir ve bunların aynı anda kullanılmaları da mümkündür. Temel sorun, olgular arasındaki doğal farklılıkları keşfetmek, olgular alanında doğal sınıflandırmaları ifade edebilmektir. Fakat olguları yapay ve zorlama kategoriler içerisine konumlamamak gerekir.


Bilimin herhangi bir yayında ya da üründe kendini yansıtması önemlidir. Fakat bazı durumlarda bilimsel olmayan bilgiler, bilgi kirliliğine neden olmaktadır. Bu anlamda bilimselliğin göstergelerine değinmek yararlı olacaktır. Auguste Comte’nin deyişiyle, “pozitif demek dinsel ve metafizik olanın tersi demektir. İnsanlık ardıllaşmış bir şekilde teolojik ve metafizik aşamalardan geçtikten sonra üçüncü aşamaya erişmiştir. Bu, pozitif aşamadır.”

Yirmi birinci asır bilim anlayışına göre bilim pozitiftir. Çünkü bilim olması gerekeni değil, olmakta olanı inceler. Pozitif ile pozitif olmayan arasındaki fark, olanla olması gerek arasındaki farklılıktan oluşur. Pozitif bir olgu anlayışı ile bir değer arasında karşıtlık vardır. Değer kavramının içinde iyi ve kötü, doğru ve yanlış, güzel ve çirkin, kabul edilebilir ve kabul edilemez, yararlı ve zararlı gibi kategorilerde yer alan bir tutum söz konusudur.

Kaynak

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz