
Farklı yaş dönemlerine göre incelemenin daha doğru yanıtlar vereceği yas, çocuklar söz konusu olduğunda son derece hassas bir konu olmaktadır. Ortalama 5 yaşına kadar çocuklar bilişsel gelişim sürecinin de etkileriyle soyut düşünme konusunda yetersizdirler. Dolayısıyla ölüm, bu yaş grubu için oldukça karışıktır. Ölümün bir son olduğunu anlayamazlar ve kaybettikleri kişinin geri döneceğine inanırlar. Bu yaş döneminde tepkisiz kalmak sık rastlanan bir durumdur.
Sevdikleri kişinin ölüm haberini aldıktan sonra hiçbir tepki vermemek, oyununa kaldığı yerden devam etmeye dair istekte bulunmak gibi davranışları olabilir. Bu, çocuğun umursamaz olduğunu göstermemektedir. Duyduklarını anlaması, kavraması için zamana ihtiyacı olduğu şeklinde yorumlanmalıdır.
İlkokul döneminde çocuklar ölümü daha iyi kavramaya başlarlar. Bütün vücut fonksiyonlarının yavaş yavaş durduğunu, herkesin bir gün öleceğini vs. anlamaya başlarlar.
Ergenlik dönemine doğru her şey daha iyi anlaşılmaya başlar, haklılık, kader, mistik olaylar gibi soyut kavramlar üzerine düşünülmeye başlanır.
Ölüm haberini vermek önemli adımlardan biridir. Burada dikkat edilmesi gerekenler ise şöyledir:
- Çocuğun bildiği ve güvende hissettiği bir mekan tercih edilmeli,
- Küçük yaştaki çocuklara daha somut ifadeler kullanılmalı,
- Çocuğun yakın ilişkiler kurduğu birinin durumu anlatması
ÖNEMLİ!!! Çocuğa açıkça gerçekleri anlatmak yapılan araştırmalara göre en doğru seçim olacaktır. “çocuk küçük, anlamaz, üzülür…” gibi düşüncelerle gerçeği saklamak, “uzağa gitti”, “seni terk etti” gibi yalan ifadeler çocukta beklenti yaratacak veya terk edildiği düşüncesi ile ölen yakınına karşı olumsuz duygular beslemesine neden olacaktır.
Anne-babaya tavsiyeler;
Çocuğa kendi duygu ve düşüncelerini anlatarak çocukların da kendi duygularını anlatmasına teşvik etmek,
Çocukların sorularına hazırlıklı olmak,
Ölüm olayından sonra çocuğu başka bir yakının evine göndermemek, gerekirse çocukla ilgilenecek kişiyi eve çağırmak,
Çocukla vakit geçirmek,
Çocuğun korkularını anlamak, yakın olma ihtiyacını anlamak ve bu yöndeki makul isteklerini yerine getirmek,
Çocuğun yetişkinler gibi üzgün olmak zorunda olmadığını, hisleri konusunda özgür olduğunu belirtmek çocuğa bu süreçte yardımcı olacaktır.