Don Kişot Kitap Özeti – Cervantes

Gerçek adı Miguel de Cervantes Saavedra olan ancak kısaca Cervantes olarak bilinen yazar, aynı zamanda bir şairdir. 1547-1616 yılları arasında yaşamıştır. Bir dönem Osmanlı tarafından tutsak edilmiş olan Cervantes, oldukça çalkantılı bir hayat yaşamış, öyle ki dünyaca ünlü eseri Don Kişot’ u hapishanede kaleme almıştır.

Don Kişot’ un Dünya Edebiyatı’ ndaki Yeri

 Don Kişot, yayımlandığı 1605 tarihinden bu yana dünyada çok sayıda dile çevrilmiş ve hala okunmakta olan bir başyapıttır. Esere bu değeri veren,  ilk roman örneği sayılması olduğu gibi bir yandan da dönemin sosyo-politik özelliklerini yansıtması ve iktidar, erk, mülk, soyluluk gibi kavramları mizahi bir dille eleştirmesidir.

Don Kişot Özeti

Asıl adı Alonso olan roman kahramanı, okuduğu şövalye kitaplarının etkisi ile kendisine hayali bir dünya yaratır. Bu dünyada kendisine Don Kişot adını takarak, şövalye olmak üzere bir yolculuğa çıkar. Cervantes böyle bir konu üzerinden aslında iktidar kavramını tartışmaya açmak istemiştir.

Don Kişot’ un kişiliğinde dünya gerçeklerine mizahi bir dille yaklaşılırken, mülk, iktidar, halk, sınıf ayrımcılığı gibi konular gündeme getirilir. Bunun yanında roman, sosyal bazda hızla ilerleyen zamana ayak uydurmanın yolunun esnek olmaktan geçtiğini, insanın bazen ne kadar çabalarsa çabalasın eski bir düzeni yeni bir hayata adapte edemeyeceğini gösteren bir eserdir.

Romanın giriş bölümünde Don Kişot  ve onu serüvene götüren öyküsü ile tanışırız. Alonso adında 50’ li yaşlarını süren bu kahraman, ezilen sınıfın haklarını şövalyelik ile savunacağına inanarak, atı Rosinante ile bir serüvene yol alır. Bu yolda karşılaşarak kendisine inandırdığı Sancro Panza’ yı uşak ilan eder.

Don Kişot’ un yel değirmenleri ile olan savaşı, aslında bir tür iktidar-halk mücadelesini konu edinir. Burada yel değirmenleri bir imge olarak kullanılır. Yel değirmenlerini birer dev olarak algılayıp savaşan Don Kişot, gerçeklerden yarattığı hayali bir dünyada şövalye olarak yaşamaya başlar. Bu süreçte insanlar tarafından deli olduğu gerekçesi ile, sürekli dışlanmakta ve insanların saldırgan tavırlarına maruz kalmaktadır. 

Kimi zaman dayak yemekte kimi kez kendisi ile alay edilerek, bir eğlence malzemesi olarak kullanılmaktadır.   Bu sırada sıradan bir köylü kızını, bir soylu olarak hayal edip  şövalyelik unvanını tamamlayacağını düşünerek kendisine sevgili ilan eder. Sürekli yenilgilerle geçen ilk şövalyelik yolculuğundan sonra kendisini soylu  ilan etmiş olarak köyüne geri döner.

Don Kişot, gerçek dünyayı bütünüyle reddeder. Romanın gelişme bölümünde köyünde daha fazla kalamayarak ikinci kere  yollara düşer.  Soylu bir kız olarak gördüğü ve aslında yoksul bir köylü kızı olan Dulcinee du Toboso’ yu aramaya koyulur. Bu yolculukta romanın en önemli kahramanlarından Dük ve Düşeş ile karşılaşır. Dük ve Düşeş, ona inanmış gibi yapar ve böylelikle onun üzerinden nüfus kazanmaya çalışırlar.

Don Kişot’ un Dük ve Düşeş ile karşılaşmasıyla tırmanan olaylar zinciri üniversiteli bir genç olan Sanson’ un zekice planı sonucunda  Don Kişot’ un kendi köyüne dönmesiyle noktalanır. Don Kişot, ömrünün kalan kısmını Alonso olarak yaşar.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz