Ergenlik Döneminde Cinsellik Sorunları

ergenlik dönemi cinsellik

Ergenin cinsel bakımdan kimliğini bulması; erkek ve kadınlığın cinsel anlamda kabul ederek çevre ve kendi ile çatışmaya düşmeden, karşıt cinsle fiziksel ve duygusal beraberliği paylaşabilmesi olmaktadır. Cinsel kimliğin oluşumunda hormonların faaliyeti kadar, toplum tarafından çocuğa uygulanan eğitim tarzı, davranış modelleri, çocuk yetiştirme tarzlarının da önemi büyük olmaktadır.

Çocukluk ve gençlik çağında erkek ve kızların cinsel yapılarından ve bunun altındaki cinsel dürtülerden gelen davranışların çevre etkisiyle uzun süre baskı altında tutması, devamlı bir engellenmeye neden olmaktadır. Bunun sonucunda da cinsel dürtü, istek ve davranışlar ya hiç ortaya çıkmamakta ya da sağlıksız bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Ergenler cinsel gelişim alanındaki sorunları çözmek ve akılcı kararlar vermek zorundadırlar.

Biyolojik, psikolojik ve toplumsal olgunluğa yönelme, gencin özdeşleşme objesinin (figürünün) yeterli olabilme derecesine bağlıdır. Kendi cinsini benimseme konusunda zengin tatminler bulamamış ebeveyn, iyi bir model olamamaktadır ki bu da gencin yaşayacağı çatışmayı doğal kılmaktadır. Oysaki ebeveyni tarafından cinsiyet özellikleri beğenilen ve takdir edilen ergenin kendine duyduğu güven artmakta ve özdeşimi kolaylaşmaktadır.

Birçok yazara göre mastürbasyon, normal ve sağlıklı gencin ayrılmaz bir parçasıdır.

Cinsel açıdan erkekler kızlardan daha aktiftir. 14-15 yaşlarındaki erkekler cinsel uyarılma sıklığı açısından hayatlarının en aktif noktasındadır. Kızlarda cinsel dürtü daha az şiddetli, daha belirsiz ve diğer duygulardan daha az ayrışmış bulunmaktadır. Bu yüzden eşcinsel yaşantılar erkeklerde kızlardan daha yaygın olarak görülmektedir. Genç erkeklerde bu tür davranışlar genellikle bir grubu içerirken, kızlarda genellikle iki kişiyle sınırlı kalmaktadır.

Ergenlik döneminin başında ve ortasında eşcinsellik korkusu ve eşcinsellere duyulan düşmanlık duygusu ciddi bir boyutta olmaktadır. Ancak bu konudaki deneyimler çoğu kez, cinsellik denemelerini temsil etmekte, kalıcılığı olmamaktadır.

Ergenlik döneminde, karşı cinsle iletişim bağlı başına bir problem kaynağı olabilmektedir. Ergenin karşıt cinsle ilgili problemleri arasında, karşı cinsten arkadaşı olmamak, bir kız ya da erkek arkadaşı ile çıkınca ne yapacağını bilememek, karşı cinsin çıkma önerisini nasıl geri çevireceğine karar verememek, hemen evlenmeyi istemek, daha güzel ve yakışıklı olmak, cinsel konularda daha çok bilgi sahibi olmak sayılabilmektedir.

Aydın ve Kavuncu, sosyal-ekonomik düzey farkının liseli ergenlerin cinsiyet rollerinde etkili bir faktör olup olmadığını incelemişlerdir. Çalışma ile liseli ergenlerin cinsiyet rolleri değerlendirmesinde sosyo-ekonomik düzeyin anlamlı bir etki gösterdiği belirlenmiştir. Düşük sosyal-ekonomik düzeyden gelen ergenlere genelde toplumun öngördüğü olumlu ve olumsuz kişilik özelliklerini içeren sosyal beğeniyi benimseme eğiliminin olduğu gözlenmiştir.

Cinsiyet ve denetim odaklan farklı lise öğrencilerinin uyum alanla ve yöntemlerinin incelemesini yapan Kıran, genelde denetim odağımın içsel olmasının uyum alanla ve uyum yöntemlerinin kapsadığı aile ilişkileri, sosyal ilişkiler, coşkusal dengelilik, uyma, gerçeğe uyum, duygusal durum ve liderlik düzeylerini olumlu yönde; dışsal olmasının ise olumsuz yönde etkilediğim saptamıştır.

Denetim odağı ile cinsiyetin birlikte uyum alanla ve uyum yöntemlerim genel olarak etkilemediği sonucuna varılmıştır. Sadece aile ilişkilerinde içsel denetimli kızla içsel denetimli erkelere göre aile ilişkilerinin daha olumlu olduğu, dışsal denetim odağımın ise cinsiyetle birlikte aile ilişkilerini etkilemediği sonucuna varılmıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz