1749 yılında Girit’te doğan Aziz Efendi, 29 Ekim 1798de Berlin’de vefat etmiştir. Girit defterdarı ve tarihçisi Mehmet Efendi’nin oğludur. Öğrenimini Girit’te yapan Aziz Efendi babasından kalan serveti bitirip tükettikten sonra İstanbul’a gitmeye gitmeye karar verdi.
Valide kethüdası ve aynı zamanda hemşerisi olan Yusuf Ağa’ya bağlandı. Onun yardımı sayesinde Sakız Adası’nda vergi tahsildarı olarak göreve başladı. Buradaki görevinden bir müddet sonra Belgrad’a gönderilerek iki yıl orada kaldı. Bu esnada Belgrat’ta devlete ait olan bazı mülklerin satışında başarılı bir performans sergiledi.
İşte bu sebeple Berlin Büyükelçisi olarak tayin edildi. Bu vesile ile Osmanlı Devleti’nin Prusya Devleti nezdinde devamlı ve yerleşik bir şekilde olan ilk sefiri olma unvanına sahip oldu. Buradaki görev bir buçuk yıl süren Aziz Efendi kısa bir sefaretname yazmıştır.
“Giritli Ali Aziz Efendi” Edebiyatımızdaki Yeri
Asıl ismi “Muhayyelât-ı ledünni-i ilahi-i Giridî Ali Aziz Efendi” olan lakin kısa bir şekilde Muhayyelat veya “Muhayyelat-ı Aziz Efendi” şeklinde bilinen meşhur eserinde yazar, çeşitli hikâyeleri kendisine özgü bir üslupla kaleme almıştır. Bu hikayelerin ilkinin 1770’li yıllarda yazıldığı düşünülmekle birlikte 1797 yılında bitirildiği tahmin edilmektedir.
Yazarın yazdığı bu hikayler, fantastik hikâyeler özelliği taşımaktadır. Bu hikâyelerde hayal ile gerçek iç içe geçmiş durumdadır. Hikâyelerde hem sözlü kültürümüzü hem de yazılı kültümüzü maceralı hikâyelerle harmanlanmış bir vaziyette buluruz.
Yazarın kaleme almış olduğu bu hikâyeler, Türk edebiyatında modern çağa geçişte çok önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Zaten yazarın Türk Edebiyatı’mız açısından önemi de kaleme almış olduğu bu hikâyelerden ve hikâyelerin öneminden gelmektedir.
Hikâyeler esas olarak doğu hikâye tarzının temel teknikleri ele alınarak yazılmıştır. Burada dikkatimizi çeken unsur hikâye içerisinde hikâyenin yazılmamış olmasından gelir. Ancak burada hikâyelerin birbirine karıştırıldığı düşünülmemelidir. Çünkü hikâyelerin sonuna kadar kahramanlara kısa atıflar yapılır. Bu şekilde hikâyelerde konu bütünlüğü de korunmuş olmaktadır. Ayrıca eserin sade bir dile ve yalın bir üsluba sahip olması ise ayrı bir özelliğidir.
“Giritli Ali Aziz Efendi” Eserleri
Muhayyelât-ı ledünni-i ilahi-i Giridî Ali Aziz Efendi, Varidat