Hamilelik, bir kadının hayatında yaşadığı en önemli ve hassas dönemdir. Çünkü hamilelikle birlikte hayatında köklü bir değişiklik olacak, artık annelik misyonunu üstlenecek ve iki kişilik bir hayata geçmenin kapılarını aralayacaktır. Bu sebeple hamile olan kadınlarda fiziksel olarak birçok değişim olduğu gibi psikolojik yönden de bir hayli zor ve sancılı geçebilir.
Anne olacak olmanın vermiş olduğu tedirginlik, bebeğime bir zarar gelir korkusu, bebeğin sağlığı sebebiyle kişisel hayatına ve beslenmesine getirmesi gereken yeni kurallar, özgürlüğün kısıtlandığı düşüncesi gibi birçok sebep, anne adayının psikolojisini olumsuz yönde etkileyebilir.
Tüm bunların yanı sıra, gebelik döneminde değişen hormonlar sebebi ile duygularda hassasiyet meydana gelebiliyor. Anne adayı her şeye çok çabuk ağlayabiliyor, en ufak bir olaydan etkilenebiliyor. Ayrıca bu dönemde, annelik duygularının da verdiği korumacılık hisleriyle bebeğine karşı gösterdiği aşırı hassasiyet sebebi ile kendisini savunmasız ve güçsüz hissedebiliyor.
Özellikle eşinden ve etrafındaki herkesten kendisi ile eskisinden daha çok ilgilenilmesini bekler. Eşinin de bu süreçte onun çektiği sıkıntılara ve sorunlara ortak olmasını ve bu süreci kendisiyle beraber omuzlaması gerektiğini düşünür.
İlk Hamilelik Daha Hassas
Özellikle ilk hamileliklerde, anne adayı deneyimsiz olduğu için belirsizlik, bu dönemi ilk defa yaşıyor olmanın tedirginliği de anne adayının sürekli bir korku ve karamsarlık içinde olmasına sebep olur. Bununla beraber fiziki yapısında meydana gelen değişimler, bayanların en hassas noktalarından biridir. Anne adayı aldığı kilolarla, cildinde oluşan lekeler ve şişkinliklerle artık eski güzelliğini kaybettiğini düşünerek, özellikle eşinin ve çevresinin nazarında eski görüntüsünü kaybettiği, o haline bir daha dönemeyeceği vehmine kapılır.
Annelik hormonlarının salgılanması sebebi ile de anne adayındaki merhamet duygusu da yine bu dönemde en çok öne çıkan duygulardandır. Artık kendisini ciddi manada anneliğe adım atmış olarak gördüğü için, kendi bebeğine beslemiş olduğu merhamet duygularını etrafındaki korunmaya muhtaç olarak gördüğü her canlıya gösterebilir. Bu bazen başka bir bebek, bazen bir hayvan olabilir. Burada anne adayı aşırı korumacı ve hassas duygularını muhtaç olduğunu düşündüğü o varlık üzerine yoğunlaştırır.
Eşlere Büyük Görev Düşüyor
Bu zorlu ve hassas süreçte anne adayının en büyük destekçisi şüphesiz ki eşidir. Çiftler, geleceği günü heyecanla beklediği bebeklerini beraberce ve birbirlerini destekleyerek beklemelidirler. Baba adayı bu süreçte eşini yalnız ve desteksiz bırakmamalı, ona her zaman olduğundan daha hassas davranmalıdır.
Eşinin bazı duygularını hamilelik sebebi ile yoğun bir şekilde yaşayabileceğini hatırından çıkarmamalı ve anlayışlı olmalıdır. Çünkü bu durum hamilelikle başlasa da çoğu zaman hamilelik bitince sonlanmayabilir. Yeni doğum yapınca da bambaşka bir ruh haline girecek olan anne, gebelik dönemini mümkün olduğunca psikolojik bakımdan güçlü geçirmelidir. Bu, onun daha zorlu bir sürece güçlü bir şekilde girmesini sağlar. Çevresinden göreceği destek, her zaman anne adayını cesaretlendirecektir.