Hamilelikte Göğüsten Sütlü Akıntı Gelmesi

Hamilelik esnasında iki memeden de bir anda olan, sütlü akıntıların meydana gelmesine tıpta galaktore ismi verilmektedir. Bu durum çoğunlukla hamilelik döneminin sonlarına doğru ve bebek doğduktan birkaç gün sonrasında görülmeye başlar ve çoğunlukla iki üç sene içerisinde normale döner. Eğer emzirme işlemi bu süreden sonrada devam ediyorsa sütlü akıntı işlem bittikten sonra kesilir. Hamileliğin ve emzirilen bir bebeğin dışında durup dururken memelerde sütlü akıntı oluşması bazen fizyolojik bazen alınan ilaçlara bağlı bazen de bir takım hormonal dengesizlikler nedeniyle meydana gelebilir.

Gebelikte meydana gelen fizyolojik faktörler

Genellikle bu durumun fizyolojik olarak meydana gelmesinde iki faktör etkilidir. Bunlar; göğüslerin elle aşırı derecede uyarılması ve meme başlarının emilerek aşırı derecede uyarılmasıdır. Bu durumlar çoğunlukla geçici olduğu için endişelenmeye gerek yoktur, fakat akıntı bir haftadan sonra geçmiyorsa doktor kontrolüne gitmekte yarar vardır.

Başka hastalıkların tedavisinde kullandığınız ilaçlar da kimi zaman galaktoreye neden olabilir. En yaygın olarak bu duruma sebebiyet veren ilaçların başında ise ülser ilaçları, doğum kontrol hapları, mide bulantısında kullanılan ilaçlar ve antidepresan ilaçlar gelmektedir. Bunun dışında kronik olarak morfin kullanmak zorunda olan hastalar içinde bu durum yaygın olarak görülebilmektedir.

Endokrinolojik nedenlerden dolayı meydana gelen akıntılar ise kolay kolay açıklanamaz. Bu vakalarda özellikle vücuttaki serum prolaktin maddesinin seviyesi oldukça önem taşımaktadır. Bu madde, hipofizin ön lob bölgesinden oluşturulan bir hormon çeşididir. Temel olarak vücuda sağladığı yarar, meme içerisinde süt oluşumunu sağlamak ve bir takım başka hormonlarla birlikte memenin gelişimini tamamlamasına yardımcı olmaktadır. Hamilelik ve doğum olaylarının dışında bu hormonun salgılanmasındaki yükselme tümör kitlesinin işareti olabilmektedir. Genellikle tümör nedeniyle oluşan vakalarda kişide şiddetli baş ağrıları ve görme yetisinde kayıp oluşmaktadır.

Bu durumun teşhisi için bir takım görme testleri uygulanmaktadır. Bunun dışında bilgisayarlı tomografi yöntemiyle de vücut içerisinde oluşan kitlelerin yerleri tespit edilebilir. Tüm bu işlemler tamamlandıktan sonra kitlenin boyuna ve iyi niyetli yada kötü niyetli olmasına göre çeşitli tedaviler uygulanmaktadır. İlk önce uygulanan tedavi yöntemi medikal yani ilaç tedavisidir. Eğer bu tedaviye yanıt alınmazsa cerrahi operasyon ve radyoterapi tedavileri de uygulanmaktadır.

Tüm bu saydığımız nedenlerin dışında hipotalamik oluşumlar, meydana gelmiş çeşitli enfeksiyonlar, vasküler veya dejeneratif hasarlar, normal pozisyonun dışında salgılanan bronkojenik karsinoma ve cerrahi skarlar göğüsten sütlü akıntı gelmesine neden olabilir. Eğer bu hastalık tüm tedavilere rağmen kontrol altına alınamıyorsa ve kişinin gündelik ya da cinsel hayatının olumsuz olarak etkilenmesine neden oluyorsa kişinin ileriki zamanlarda bir hamilelik planı bulunmuyorsa cerrahi operasyon ile tüm kanalların çıkartılması son seçenektir. Bu durum son seçenek olduğu için kesin çözüm sağlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz