Hamilelikte Yaşanan Sorunlar ve Çözümleri

hamilelikte sorunlar

Hamilelik esnasında artan hormonlar ve fizyolojik değişiklikler nedeniyle anne adayları çeşitli sorunlar yaşayabiliyor. Bunların bir kısmı hamilelikte doğal görülebilirken bazıları önemli sorunların habercisi olabiliyor. Gebelik sürecindeki sorunlar ve dikkat edilmesi gereken durumlar hakkında gerekli bilgileri aşağıdaki yazımızdan öğrenebilirsiniz.

Kasık ağrıları

Embriyonun rahim iç duvarına yerleşmesi sırasında kasık ağrıları görülebilir. Genelde hamilelik sürecinin 4. ya da 5. haftası gibi kasık ağrıları başlar. Bu kasık ağrıları, vajinal kanama olmadığı sürece beklenen bir yakınmadır. Genelde şiddeti anne adayının yürümesine engel olacak ya da hayat kalitesini etkileyecek kadar yaşanmaz.

Kanamalar

Kanamalar özellikle hamileliğin ilk 3 ayında görülür. 5-6. haftalarda olası nedeni kesenin gömülme sürecinde rahmin iç duvarından kaynaklanır. 12. haftada da fetal zarların birleşme sürecinde kanamalar olabilir. Bu şekilde bir kanama “düşük tehdidi” olarak görülür. Kanamaların yüzde 90’ı dinlenmekle geçer. Ancak yine de düşük tehdidi olup olmadığı mutlaka kontrol ettirilmelidir.

Göğüs ağrıları

Östrojen, prolaktin ve progesteron hormonlarının salgılanmasının artması, anne adayının göğüslerindeki değişikliklerin temel nedenidir. Hamileliğin ilk birkaç haftasında göğüslerde hafif değişiklikler hissedilebilir ve ağrılar olabilir. Göğüs ucunun fazla uyarılmasından kaçınmak, ağrının artmasına engel olacaktır.

Sık idrara çıkma

İlk 3 ayda rahmin büyüyen hacmiyle birlikte böbrek fonksiyonlarında^ değişimler sık sık idrara çıkmanın temel sebebidir. İdrar şikayetleri 4. aydan sonra hafifler; ancak son aylarda bebeğin başının mesaneye baskısı sonucu genellikle yeniden artabilir. Sık idrara çıkmaya, idrar yaparken yanma şikayeti de eşlik ediyorsa “idrar yolu enfeksiyonu” varlığı sebebiyle araştırılması ve sonrasında tedavi gerekir. Eğer enfeksiyon varsa, günde en az 6-8 bardak sıvı tüketilmelidir ve şekerli sıvılardan kaçınılmalıdır. Tuvalet sonrası genital bölge iyi temizlenmeli, yıkama işlemi önden arkaya doğru yapılmalı ve ıslak kalmamalıdır.

Bulantı ve kusmalar

Hamileliğin erken dönemindeki bulantı ve kusmalarda; plasentadan salgılanan hormonlar, annenin psikolojik sıkıntıları, B6 vitamini eksikliği, hamileliğe bağlı mide-bağırsak sistemindeki değişiklikler ve tiroit bezinin normalden çok çalışması olası nedenlerdendir. İlk haftalardaki rutin istenen hamilelik tahlillerinde anormallik yoksa hamilelik hormonlarının olası etkisi ya da psikolojik olduğu kabul edilebilir. Kusmaların şiddetli olması, bu nedenle iyi beslenilmesi ve sürekli kilo kaybı tedavi gerektirebilir. Bulantıyı arttıracağından yağlı ve baharatlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Yemek porsiyonları küçük olmalı, azar azar ama sık sık yenmelidir.

Baş ağrıları

Özellikle ilk 3 ayda görülen baş ağrılarının sebebi, bulantı ve kusmalardan dolayı uzun saatler boyunca aç kalınması ve su alımının oldukça azalmasıdır. Vücudun susuz kalması baş ağrısına yol açar. Son aylarda görülen baş ağrıları; tansiyon yüksekliği (preeklampsi) sebebiyle oluşabileceğinden araştırılması gerekir. Bu nedenle son aylarda görülen baş ağrıları için gecikmeden doktora başvurulması gerekir. Ağrıyı azaltmak için bol bol su içilmelidir. Vücudun susuz kalması delıisrasyona, bu da baş ve eklem ağrılarına sebep olur. Ayrıca uyku düzene sokulmalıdır. Fazla veya az uyumak da baş ağrılarını ciddi bir şekilde arttırır.

Mide ve sindirim sistemi problemleri

Hamilelikte reflünün en önemli sebeplerinden biri, büyüyen rahmin mideyi yukarıya itmesidir. Diğer bir neden de yiyeceklerin progesteron hormonu etkisiyle yemek borusundan daha yavaş ilerlemesidir. Mide boşalması gecikir ve yiyecekler sindirim sisteminden daha yavaş boşalır. Bunun sonucunda hazımsızlık, şişkinlik ve bulantı hissi gibi şikayetler görülür. Şikayetin durumuna göre gerekli ilaç tedavisine başlamak bu şikayeti hafifletecektir. Diğer faydalı bir uygulama da yemek yedikten sonra dik pozisyonda oturulması ve akşamlan yatma saatine yakın zamanda yemek yenmemesidir.

Kabızlık

Hamilelikte sindirim sistemi yavaşladığı için kabızlık artar. Kabızlık, hamilelikte sık görülen bir problemdir. Nedeni sindirim sisteminin yavaşlaması ve büyüyen rahmin, bağırsakların son kısmına yaptığı baskıdır. Ayrıca kabızlık hamileliğin son dönemlerinde hemoroit (basur) ve anal fissür (makatta çatlama) oluşumunu da artırır. Kabızlıktan korunmanın en etkili yolu, liften zengin beslenmek ve bol sıvı tüketmektir. İyi yıkanan her türlü çiğ sebze ve meyvenin tüketilmesi anne adaylarına önerilir. Bu dönemde doktora danışılmadan müshil ya da benzeri etkili ilaçlar kullanılmamalıdır.

Cilt problemleri

Hamilelikte en sık karşılaşılan problemlerden biri de vücuttaki bazı bölgelerin kahverengileşerek kararmasıdır. Bu durum en sık olarak yüzde (kloasma, hamilelik maskesi), göğüs uçlarında, karında, kasıkta ve göbek çevresinde ortaya çıkar. Ciltteki bu kararmaların gerçek sebebi tam olarak bilinememekle birlikte, hamilelikte salgısı artan östrojen hormonuna bağlı olduğu düşünülür. Hamilelik sırasındaki cilt kararmaları, güneş ışığı veya diğer ultraviyole ışıklara maruz kalmakla da artabilir. Bu yüzden hamilelik döneminde dışarı çıkarken yüksek faktörlü güneş koruyucu kremler kullanılmalıdır

İdrar kaçırma

İdrar kaçırma, hamilelikte oldukça sık ortaya çıkan problemlerden birisidir. Hamileliklerin yaklaşık 3’te 1 ‘inde idrar tutma ile ilgili problem ortaya çıkar. Bunun en önemli nedenleri; büyüyen rahmin idrar torbası ve pelvis tabanına baskı yapmasıdır. Pelvis tabanı, leğen kemiğini (pelvis) alttan kapatan, kas ve bağ dokusundan oluşan bir yapıdır. Buradaki bağ dokuları ve kaslar bir yandan batın içi organların yerinde kalmasını sağlarken diğer yandan da idrar torbasının boşalmasını kontrol eder. Hamilelik döneminde pelvik tabana olan baskı; kasların güçsüz kalmasına, mesane kontrolünün kaybolmasına neden olabilir. Ayrıca geçmişteki normal doğumlar da pelvik tabanı veya ona ait sinirlere zarar vererek zayıflamasına neden olabilir; bu durumda bir sonraki hamileliklerde idrar kaçırmalar ortaya çıkabilir. İdrar kaçırmalarını engellemek için pelvik taban kaslarını güçlendirmeye yönelik egzersizler (Kegel egzersizleri- idrarın tutulması sırasında çalıştırılan kasları gün içerisinde birkaç kez egzersiz yapacak şekilde 20-30 kez kasılması) yardımcı olabilir.

Kansızlık

Hamilelikte ortaya çıkan kansızlığın (anemi) büyük çoğunluğu demir eksikliğine bağlı olmakla birlikte nadir de olsa folik asit ve B12 vitamin eksikliğine bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Anemi; çarpıntı, halsizlik ve baş ağrısına neden olmasının yanı sıra erken doğum riskini artırması bakımından da önemlidir. Kan hacminin artması ve bebeğe plasenta yoluyla büyük miktarlarda demir transfer edilmesi, demir eksiliğine bağlı kansızlığının ana nedenini oluşturur. Yüksek oranda demir içeren besinlerin (istiridye, sığır karaciğeri, tavuk karaciğeri, kırmızı et, hindi, karides, kuru fasulye, kabuklu közlenmiş patates) tüketilmesi önerilse de besinlerle alınan demir, hamilelikte artan ihtiyacın karşılanması için yetersiz kalır.

Bu nedenle ek demir takviyesine ihtiyaç vardır. Besin olarak karaciğer yüksek oranda demir içermesine karşın, aynı zamanda yüksek oranda A vitamini de içerir. Aşırı miktarda A vitamini, gelişen fetusta doğumsal anomali yapabilme potansiyeli taşıdığından, anne adaylarının fazla miktarda karaciğer tüketmeleri önerilmez. Demirin bağırsaklar tarafından emilimini arttıran besinlerin (balık, kırmızı et, tavuk, hindi, brokoli, Brüksel lahanası, domates, patates, yeşil biber, portakal suyu, çilek ve elma) tüketilmesi, demir eksikliğinin önlenmesinde ek fayda sağlayacaktır.

Varis

Toplardamarlarda kanın göllenmesine bağlı olarak damarların genişleyip yapısının bozulması ve buna bağlı olarak cilt altında belirgin hale gelmesidir. Varis için genellikle ailesel yatkınlık söz konusudur. Ancak kilo artışı ve hamilelikte meydana gelen hormonal ve fiziksel değişimler bu riski artırır. Hamilelikte varisler genellikle baldır bölgesinde yoğunlaşmakla birlikte, genital bölgede ve makatta (basur-hemoroit) da görülebilir. Bu dönemdeki varisler genellikle doğum sonrası küçülür veya tamamen kaybolur. Alınacak bazı tedbirler varis oluşmasını engelleyebilir veya mevcut şikayetlerin azalmasına yardımcı olabilir. Bunlar; kilo kontrolünün sağlanması, kabızlığın önlenmesi, uzun süre ayakta kalmak ya da hareketsiz kalmaktan kaçınmak, düzenli egzersiz yapmak ve varis çorabı giymektir.

Bel ağrısı

Büyüyen rahim nedeniyle vücudun ağırlık merkezi öne doğru yer değiştirir. Dengenin yeniden sağlanması için vücudun üst kısmı ve omuzların geriye doğru atılması gerekir. Bu durumda omurganın her iki yanında yer alan kasların aşırı kasılmasına bağlı olarak sırt ve bel ağrıları ortaya çıkabilir. Bel ağrılarının diğer bir nedeni, kilo artışına bağlı olarak omurlara fazla yük binmesidir. Bu durum bel fıtığının oluşma riskini artırır veya olan şikayetlerin nüksetmesine neden olabilir. Hamilelik öncesi bir tanı konmamış veya tedavi süreci tamamlanmamış ciddi bir sorun yoksa vücudun duruşunu düzelten ve sırt kaslarını güçlendiren egzersizler ve kilo kontrolü ile bel ağrılarının önüne geçilebilir.

Kramplar

Hamilelikte sıkça görülen şikayetlerin başında yer alır. Nedeni tam olarak anlaşılmamış olmakla birlikte annenin aldığı kilolar bacak kaslarına fazladan yük bindirir, bunun yol açtığı yorgunluğun ise bacaklarda kramplara neden olabildiği ileri sürülür. Bunun yanında fosfor fazlalığı ile magnezyum ve kalsiyum eksikliği de suçlanır. Kramplar özellikle hamileliğin 5. ayından sonra ve geceleri uykuda meydana gelir. Çoğunlukla bacakların baldır kısmında, uykudan uyandıracak kadar şiddetli ağrı şeklinde ortaya çıkarlar. Böyle bir durumda ilk olarak yapılması gereken şey, kramp giren kasın birkaç saniye için gerdirilmesidir.

Baldır kısmındaki kramplarda ayak tabanı dize doğru çekilerek baldır kısmındaki kasların gerilmesi sağlanmalıdır. Bu hareket başta ağrının artmasına neden olsa da kısa süre içinde olumlu etkisini gösterir. Krampları azaltmak için uzun süreli bacak bacak üstüne atıp oturulmamalı, gün içinde ve gece yatmadan önce bacak kasları gerdirilmeli, oturulduğunda ayak bilekleri ve parmaklar hareket ettirilmeli, kısa yürüyüşler yapılmalı, mümkün olduğunca bacaklar yükseltilerek yatılmalı ve gün içerisinde bol su içilmelidir.

El ve ayaklarda uyuşma

Bu durum genellikle sinir baskısına bağlı olabileceği gibi vücut kan seviyesininde kalsiyum ve çeşitli minerallerin azalmasına da bağlı olabilir. B1, B2 vitamin ve demir içeren ilaçlar faydalı olabilir.

Mantar enfeksiyonu

Hamilelik döneminde hormonal değişikliklere bağlı olarak mantar enfeksiyonu riski artar. Mantar enfeksiyonu; kaşıntı, genital bölgede kızarıklık, yanma, idrar yaparken acı, peynir kesiği şeklinde beyaz akıntı şikayetlerine yol açar. Tedavisi krem ya da fitil şeklinde ilaçlarla kolayca yapılsa da tekrarlama olasılığı yüksek, ancak hamileler için tehlikesiz bir enfeksiyondur. Antibiyotik kullanımı, şeker hastalığı veya vücut direncinin düşmesine neden olan hastalıkların varlığında mantar enfeksiyonu görme riski artar.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz