Hemoroidal doku damar yumağı (anjiyo kavernöz) yapısında olan ve anüsün çıkışında yastıkçık görevi gören bir dokudur. İç hemoroid ve dış hemoroid olarak ikiye ayrılır. Anüsün ciltten kalınbarsak hücrelerine geçiş bölgesinde, dişli çizgi olarak adlandırılan çizginin üst kısmında olanlara iç hemoroid, alt kısmında olanlara dış hemoroid denir.
Hemoroidal dokuda atardamar ve toplardamar (arteriyovenöz) arası direkt bağlantılar mevcuttur. Bu yapı sayesinde kalınbağırsağın en son kısmındaki algılayıcıların uyarısıyla hemoroidal doku içindeki kan miktarı hızlı bir şekilde ayarlanıp istemsiz olarak anüsten sıvı ve gaz çıkışını engelleyen bir yastık mekanizması şeklinde çalışır. Hemoroidal doku bu yönüyle yaşam kalitesini sağlamakta önemli yere sahiptir.
Hemoroid (Basur) Neden Ortaya Çıkar?
Hemoroid dediğimiz yapı vücutta normalde bulunan bir oluşumdur. Bunlar anal kanaldaki damarsal yapılardır. Bunun hastalığı da hemoroid (basur) olarak adlandırılır. Toplardamarların bozukluğu basurun ana nedenidir. Basurun başlıca sebepleri kronik kabızlık ve bu yüzden ıkınmak ve de hamilelik sonucu oluşan damar genişlemeleridir.
Hamilelikte hormon miktarının da değişmesiyle damarlar genişler. Ikınınca ise basınç artar. Bu da damarlarda genişlemeye neden olur. Doğuştan gelen sebepler de basura yol açabilir. Örneğin damar duvarının doğuştan zayıf olması basurun kalıtsal yönünü ortaya koyar.
Bu nedenlerden başka;
- Hareketsiz bir yaşam tarzı sürmek, şişmanlık,
- Alkol kullanmak,
- Makat bölgesine zarar verecek sporlar yapmak (bisiklet sürmek, vb.),
- Mesleği gereği sürekli oturarak çalışmak,
- Lifli gıdalarla yeterince beslenmemek, ishal,
- Bağırsak bölgesinde oluşan tümörler basur oluşumunda etken faktörlerdir.
Hemoroid (Basur) Belirtileri Nelerdir?
Basur belirtileri genellikle, basurun iç basur mu, yoksa dış basur mu olduğuna bağlı olarak değişir. İç basur, rektum içinde olduğu için şişen damarlar gözle görülmez, hissedilmez ve çoğunlukla (aşırı büyümediği taktirde) herhangi bir rahatsızlığa neden olmaz.
İç basur belirtileri ancak tuvalete çıktığınızda görülür. Kabızlık nedeniyle sertleşen ve anüsü zorlayan dışkı şiş damarların bulunduğu bölgeden geçerken kanamaya yol açabilir. Bu kanamalar basur nedeniyle görülen ağrıların şiddetlenmesine neden olabilir.
Dış basur da ise şişen damarlar anüs çevresindeki derinin yüzeye yakın bölümündedir ve gözle görülebilir. Dış basur tahriş olduğunda kaşıntı ve kanama olabilir. Damarlar aşırı şiştiğinde ve şişen damarlar basınca maruz kaldığında (hamilelikte ya da uzun süre oturulan durumlarda) ağrıların şiddeti artar.
Basurun Yaygın Olarak Görülen Belirtileri Şu Şekildedir;
Kaşıntı: Kaşıntı, özellikle iç basurun neden olduğu bir belirtidir, çünkü rektum içinde şişen damarlardan mukus benzeri bir sıvı sızar ve bu sıvı anüs çevresinde bulunan deride tahrişe yol açarak kaşıntıya neden olur.
Rahatsızlık: Tuvalete çıktıktan hemen sonra yine tuvalete çıkma isteği hissedebilirsiniz. Bu rahatsızlık, şişen damaların kalın bağırsağın son kısmına (anal kanal) baskı yapması nedeniyle görülür. Basur ne kadar büyükse rahatsızlık o kadar artar.
Ağrı: Basur yaygın bir sorundur ancak basur ağrıları basuru olan herkeste görülmez. Basurun ağrı yapması için, damarların anüs çevresindeki kaslar tarafından basınca maruz kalacak kadar şişmesi gerekir.
Şiddetli ve sürekli ağrılar, basur nedeniyle şişen damarlara olan kan akışının durduğuna (sıkışma nedeniyle) işaret ediyor olabilir.
Kanama: Şişen ve basınca dayanamayan damarlar hafif bir zorlanmayla kanayabilir. Basurun neden olduğu kanama tuvalet kağıdında, iç çamaşırda ve dışkının üzerinde görülebilir.
Dikkat: Rektal kanama, bölgede görülen ağrılar ve değişen tuvalete çıkma alışkanlıkları aynı zamanda rektal, anal ve kolon kanseri belirtisi olabilir. Bu nedenle özellikle 50 yaş üzerindeyseniz ve ailenizde kolon kanseri vakası varsa doktora gitmeniz önerilir.
Basur Tanısı Nasıl Konur?
Basur olduğunuzdan şüpheleniyor ya da yukarıdaki şikayetleriniz varsa genel cerraha muayene olmanız gerekir. Sizin şikayetleriniz, doktorunuzun yaptığı muayene sonucu basur tanısı konur. Basur 4 dereceye kadar sınıflandırılabilir. 1. derecede görülen en önemli bulgu kanamadır ve hafif ağrı vardır. 4.dereceye kadar bu şikayetler artarak gider. 4.derecede basur geriye itilemez. Bulgular daha şiddetlidir.
Ayrıca herhangi bir tümör (kanser) oluşup oluşmadığını anlamak için makatın içi (anal bölge) retroskopi yöntemiyle incelenmelidir. Çünkü basur, kalın bağırsak kanserine tek başına yol açabilen bir sorundur. Fakat utanılacak bir şey olduğu düşünülür ve hekime başvurmak istenmez. Bu da diğer hastalıklar gibi bir hastalıktır ve utanılacak bir şey olmadığının bilinmesi gerekir.
Hemoroid (Basur) Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Hemoroid ameliyatı için hastanın ameliyat gününden önceki akşam ishal yapıcı şurup içipbağırsaklarını boşaltması tavsiye edilir. Bu ameliyat sırasında doktora, ameliyat sonrasında ise hastaya kolaylık sağlar. Ameliyat öncesi en az 5-6 saat açlık gerekir.
Ameliyat için genellikle tercih edilen anestezi türü belden iğne yapılarakbelden aşağısının uyuşturulması (spinal anestezi) yöntemidir. En çok ağrı şikayeti hissedilebilecek dönem ameliyat ve ameliyattan sonraki ilk birkaç saattir. Spinal anestezi ile bu 3-4 saatlik dönem ağrsız, oldukça rahat bir şekilde atlatılır.
Ameliyatta sarkan fazla yastıkcık (hemoroid) yapıları kesilir ve meydana gelen açıklıklar dikilerek makat halkasının bütünlüğü yeniden oluşturulur. Ameliyat sonrası gerekirse -birkaç saat sonra çekilmek üzere- kanala vazelinli tampon konularak ameliyat tamamlanır.
Aynı işlem LİGASURE isimli bir cihazla da yapılabilir. Bu cihaz kesme, yakma ve birleştirme işlemlerini aynı anda yapabilir. Ligasure dikişsiz, kansız ve daha hızlı bir ameliyat imkanı sağlar. Ayrıca ameliyat sonrası ağrı, kanama gibi sorunlar açısından da daha konforludur.
Ne kadar doku çıkartılacağı cerrahın gözeteceği bir ayar meselesidir. Sarkmış olan bağırsak iç tabakasından az bir miktar çıkartılırsa hastalığın tekrarlama ihtimali artar. Çok fazla doku çıkartılıp makat kanal örtüsü düm düz yapılmaya çalışılırsa da ilerde makat darlığı gelişme ihtimali artar. Cerrah, kesilip dikilen yerlerde yara iyileşirken büzüşme ve nasırlaşma olacağı hesaba katmalı, hasta da beklentilerini buna göre ayarlamalıdır.
Özetle; ameliyatta makat kanal örtüsünde (mukozada) nispeten salim yerler bırakılarak şişliklerin çoğu alınır. Aralarda hafif şiş görünümde olsa dahi dokunulmamış, esnekliği sağlamaya devam edecek kanal örtü köprüleri özellikle bırakılılır.
Hemoroid (Basur) Ameliyatı Sonrası Hastane;
Hemoroid ameliyatından sonra genellikle bir gece hastanede yatış gereklidir. Ağrı kontrolü birinci öncelikli konudur. Ameliyat spinal anestezi altında yapılmışsa ameliyattan sonraki ilk 3-4 saat bacaklar tümüyle uyuşuktur ve hiç ağrı hissedilmez. Eğer ameliyat sırasında makata tampon konulmuşsa spinal anestezi etkisi geçmeden çekilmesi uygundur. Yine bu dönem bitmeden ağrı kesici başlanırsa hastanın konforu açısından iyi olur.
Ameliyattan hemen sonra hasta ağızdan gıda alınabilir. Ameliyattan 4-5 saat sonra ayağa kalkmak ve yürümek mümkündür. İlk idrara çıkış önemlidir, takip edilmelidir. Özellikle spinal anestezi ile ameliyat olmuş genç erkek hastalarda 6-7 hastadan birinde ameliyattan sonraki ilk idrara çıkışta zorluk yaşanabilir. İlk gün dışkılama ihtiyacı nadiren olur. Eğer ihtiyaç duyulursa korkulacak bir durum yoktur. Hafif ağrı ve kanamalar olağan kabul edilmelidir.
Anal kanal derin kısımlarında yapılmış işlemler pek ağrıya yol açmaz. Ancak anal kanalın en dıştaki birkaç santimetresi ve anüs çevresindeki deri ağrıya çok duyarlıdır. Özellikle makat çevresindefazla deridokusu olduğu için ameliyatta bu kısımlar çıkartılması gereken hastalarda ağrı olabilir. Bir günlük hastanede yatış ağrı kontrolü açısından önemlidir. Ameliyattan sonraki günün sabahı hasta hastaneden önerilerle taburcu olabilir.
Hemoroid (Basur) Ameliyatı Taburcu Olduktan Sonra;
Taburculuktan sonra ilk birkaç hafta hafif derecede de olsa ağrı, ara sıra ufak kanamalar ve akıntılar olağan kabul edilir. Çünkü birkaç günde sosyal yaşama dönülebilmesine rağmen yara iyileşmesi 2-3 hafta sürebilir. İlk hafta ağrı kesici ve dışkı yumuşatıcı ilaçlar kullanılması gerekir. Kabız kalınması halinde şikayetler çok artacağından kabızlık önleyici-dışkı yumuşatıcı ilaçların rutin kullanımı önerilir.
İlk bir hafta boyunca en az günde 2 kez ve her dışkılamadan sonra sıcak oturma banyosu önerilir. Leğen ya da küvete 10 santimetre seviyede sıcak su doldurularak 10 dakika süreyle sıcak su içinde oturulması çok faydalıdır. Bu işlem hem o bölgede gevşeme yaparak ağrıyı azaltır, hem temizlik ve pansuman yerine geçer. (Duşta ayakta sıcak su tutulmasının faydası yoktur).
Hemoroidal hastalığın uzun vadedetekrarlama riski vardır. Risk faktörleri ve kabızlığı olan hastalarda uzun vadede yeniden sarkma, yeniden hemoroidal hastalık gelişmesi söz konusu olabilir. Bu risk ameliyat sonrası nadir, ameliyat dışı yöntemlerde ise daha yüksektir.
Faydalı bir yazı olmuş.