1. Aslında bir şeyden çok hiçlik var. Evrenin yaklaşık yüzde 74’ü bir hiçlikten, daha doğrusu fizikçilerin deyimiyle karanlık enerjiden oluşuyor. Yüzde 22’lik bir karanlık madde var ve biz bunları göremiyoruz. Yalnızca yüzde 4’lük kısım baryonik madde, yani ‘bir şey’ dediğimiz şey.
2. Aslında bir şey dediğimiz şeylerin çoğunluğu bile hiçlik. Atomlarda inanılmaz derecede fazla boş yer bulunuyor. Maddenin katılığı, atomaltı partiküllerin yarattığı elektrikli alanların sebep olduğu bir yanılgı.
3. Her saniyemiz bir hiçlikle dolu. 1998 senesinde evrenin genişlemesini ölçen astronomlar, karanlık enerjinin evreni hiç durmayan bir hızla ayırdığına karar verdi. Hiçliğin keşfi –ve kozmosun kaderini belirlemedeki etkinliği- geçtiğimiz on yılın en önemli astronomik bulgusu olarak görülüyor.
4. Ancak hiçliğin bile bir ağırlığı var. Karanlık maddenin enerjisi, küçük bir kütleninkine eş.
5. Uzayda kimse çığlık attığınızı duyamaz. Mekanik bir dalga olan ses, boşlukta dolaşamaz. İçinde titreşeceği bir madde olmayınca da yalnızca sessizlik olabilir.
6. Peki ya Kramer ormana düşerse? Neyse ki ışık ve radyo dalgaları da dâhil olmak üzere elektromanyetik dalgaların içinde dolaşacağı bir araca ihtiyacı yoktur. Böylece televizyon kanalları Seinfeld’in tekrarlarını yüzlerce defa yayınlayabilir.
7. Işık boşlukta dolaşabilir fakat onu kıracak hiçbir şey yoktur. Yalnız dünyadışındaki romantiklere duyurulur: Yıldızlar uzayda göz kırpmaz.
8. Kara delikler delik ya da boşluk değildirler. Tam olarak hiçliğin karşıtıdırlar. Evrende bilinen en yoğun kütledir.
9. ‘Sıfır’ ilk kez M.Ö. 300’de Babiller’in çivi yazısı tabletlerinde bulundu. Babiller sıfırı bir belirleyici olarak kullanıyordu ( 36’yı 306 ya da 360’dan ayırabilmek için, gibi). Matematik anlamda sıfır kavramı, beşinci yüzyılda Hindistan’da geliştirildi.
10. Sıfıra bölünen sayılar hiçbir şey değildir, sıfır bile değildir. Böyle bir denklem matematiksel olarak olanaksızdır.
11. 1900’lerin başında Osmanlı Padişahı olan II.Abdülhamid’in kimya kitaplarından H2O ibaresini çıkarttırdığına dair söylentiler bulunuyor. İddialara göre sultan, bu kısaltmanın ‘İkinci Hamid bir hiçtir’ gibi bir anlam imâ ettiğine inanıyordu.
12. Ortaçağ sanatı 15.yüzyıla kadar çoğunlukla düz ve iki boyutluydu ancak Floransalı mimar Filippo Brunelleschi ufuk noktasını, hiçliğe doğru birleşen paralel hatların varlığını algıladığında her şey değişti. Bu durum, sanatta perspektifin gelişmesini sağladı.
13. Aristoteles bir zamanlar doğanın boşluktan nefret ettiğini söylemişti ki aslında kendisi de nefret ediyordu. Boşlukları sürekli reddetmesi ve düşün dünyasındaki etkileri, Batı dünyasında sıfırın kabulünü 13.yüzyıla kadar geciktirdi. Bu dönemde de İtalyan bankacılar sıfırın finansal işlemlerde son derece faydalı olduğunu fark etti.
14. Boşluk bir şeyleri içine çekmez. Boşluk, etraftaki atmosferin maddeleri içine ittiği yerler yaratır.
15. ‘Creatio ex nihilo’, yani dünyanın bir hiçlikten yaratıldığına dair olan inanç, eski mit ve dinlerde en çok kullanılan konulardan biri.
16. Bugünün teorileri evrenin bir boşluk enerjisi durumunda yani boşlukta yaratıldığını söylüyor.
17. Ancak bir fizikçi için hiçlik diye bir şey yoktur. Boş alan, görsel partiküller adı verilen partikül ve antipartiküllerle doluyor. Bu partüküller kolaylıkla şekil alıyor ve enerji koruma yasasına uygun olarak yaklaşık 10-25 saniyede birbirlerini imha ediyor.
18. Demek ki Aristoteles en baştan beri haklıymış.
19. Varlık sahnesine bir girip bir çıkan bu görsel partiküller enerji yaratıyor. Aslında, quantum mekaniklerine göre, dünyadaki tüm dinamo ve nükleer silahlarda bulunan enerji bile, bu kelimelerin arasındaki boşlukların teorik enerjisine eş değer değildir.
20. Diğer bir deyişle her şeyin teorisine hiçlik bir anahtar olabilir.