Tarih boyunca Orta Doğu’da en çok tüketilen yiyeceklerden biridir. İnanılmaz beslenme özellikleri ve sağlık yararları, dünyanın dört bir yanında tanınmasını sağlamıştır. Hurma, uzun raf ömrü ve zengin beslenme profili nedeniyle “Hayat Ağacı” olarak adlandırılır. Yüksek miktarda fruktoz ihtiva etmenin yanı sıra, aynı zamanda A vitamini, K vitamini ve B kompleks vitaminleri, demir, kalsiyum, sodyum, potasyum, magnezyum ve çinko gibi lif ve besinler bakımından zengindir. Bunların hepsi kabızlık, kalp hastalıkları, bağırsak sorunları, anemi ve ishali önlemeye yardımcı olur.
Peki, bu mütevazı ve nefis meyve bizim için nasıl bir tehdit oluşturabilir? Bu yazıda, hurmanın yan etkilerinden bahsedeceğiz, daha fazla şey öğrenmek isteyebilirsiniz.
Mide Problemlerine Yol Açabilir
Kendiliğinden problemler yol açmayabilir ancak sülfit eklendikten sonrası için işler değişir. Sülfit, kurutulmuş meyvelere, onları korumak ve zararlı bakterileri yok etmek için ilave edilen kimyasal bir bileşiktir. Sülfite duyarlı bireyler mide ağrısı, gaz, şişkinlik ve ishal gibi bazı reaksiyonlardan şikayetçi olabilirler.
Şaşırtıcı bir şekilde, bu durumda ters bir etkiye sahip olabilecek mükemmel bir lif kaynağıdır. Zaten yeterince lif almadıysanız, çok fazla hurma tüketmek sadece fazla miktarda lif alımı anlamına gelir ve bu ani dalgalanma; kabızlık ve şişkinlik gibi abdominal sorunlara yol açabilir.
Daha az araştırmaya ihtiyaç olmasına rağmen, bazı durumlarda ishali kötüleştirdiği de bildirilmiştir.
Deri Döküntülerine Neden Olabilir
Kurutulmuş meyveler deri döküntülerine neden olabilir ve suçlusu yine sülfit maddesidir. Döküntüler birçok kuru meyvede bulunan küflerden de kaynaklanabilir.
Astım Ataklarına Sebep Olabilir
Astım ataklarına neden olma konusunda yeterli araştırma yoktur. Ancak, alerjiye yol açabileceğinden ve alerjiler astıma neden olabileceğinden, duyarlı bireylerin ekstra dikkat göstermesi gerekir. Aslında, astımı olanların % 80’inin küf gibi hava kaynaklı maddelere alerjisi vardır ve küf aynı zamanda kurutulmuş meyvelerde de bulunur.
Kilo Aldırabilir
Lif bakımından yüksek olmasına rağmen, kalori ve enerji yoğunluğu bakımından da nispeten yüksektir ve daha önce görülmemiş şekilde kilo artışına katkıda bulunabilir. Hurma, gram başına 2.8 kalori içerir ve bu sadece orta enerji yoğunluğu olduğu anlamına gelir. Bu sebeple kilo alımına yol açabilir.
Hiperkalemi Sorunu Oluşturabilir
Hiperkalemi, kandaki potasyum miktarının aşırı derecede yüksek olduğu bir durumdur. Hurma zengin bir potasyum kaynağıdır ve çok fazla tüketmek böyle bir soruna yol açabilir. Yani, potasyum seviyeleriniz yüksekse, çok fazla tüketmeyin.
İdeal potasyum seviyeleri, litre başına 3.6 ila 5.2 milimol arasındadır. Litre başına 7 milimol ve daha yüksek bir potasyum seviyesi tehlikeli olabilir ve acil tıbbi müdahale gerektirir.
Balmumu İle Kaplandığı İçin Zararlı Etkilere Sahip Olabilir
Diğer meyveler gibi (elma gibi), hurma da genellikle balmumu ile kaplanır. Meyveler genel görünümü geliştirmek ve parlak bir görünüm kazandırmak için balmumu ile kaplanır ve böylece daha uzun süre boyunca taze kalırlar. Üzerindeki balmumu uzun vadede şiddetli sindirim sorunlarına yol açabilir.
Bebekler İçin Sağlıksız Olabilir
Bebekler için çok yoğundur. Bebeklerin çiğnemesi çok zordur ve bağırsakları çabucak gelişmediğinden kolayca sindirilemeyebilir. Bu durum, komplikasyonlara yol açabilir. Aslında, hurma bir bebeğin nefes borusunu da tıkayabilir ve bebeği boğabilir; lütfen dikkatli olun. Bebekleri en az 1 yaşına kadar, bu meyveden uzak tutun.
Fruktoz İntoleransına Yol Açabilir
Hurmanın doğal tatlılığı içerdiği fruktoz yüzündendir. Bazı kişiler fruktoz intoleransı denen bir duruma yol açacak şekilde, fruktozu sindirmekte zorluk çekerler. Şeker düzgün bir şekilde emilmez, bu da sindirim sisteminizden bir bütün olarak geçmesini sağlar (vücudunuz onu parçalayamadığından). Şeker ve bağırsaklarınızdaki doğal bakterilerle reaksiyona girmeye başladığında da sonuç olarak gaz ve karın ağrısına yol açabilir.
Kan Şekeri Düzeyleri Ve Diş Sağlığı Üzerindeki Etkileri
İlk olarak kan şekeri seviyesi: Tadı tatlı olduğu için kan şekeri seviyelerini etkilediği düşünülmektedir. Bununla birlikte, bunu desteklemek için net bir araştırma yoktur. Bazı çalışmalar, kan şekeri düzeylerini düşürdüğünü ve hatta diyabet tedavisine yardımcı olabileceğini belirtmektedir. Bunun nedeni, hurmanın doğal şekerler içermesine rağmen, düşük bir glisemik indekse sahip olması ve dolayısıyla bir tehdit oluşturmayabilecek olmasıdır. Ayrıca, diş sağlığı üzerindeki etkilerini belirten önemli bir araştırma yoktur.
Beslenme Dergisi’nde yayınlanan 2011 yılında yapılan bir araştırma, beş farklı hurma tipinin glisemik indeksini belirlemiştir. Diyabetikler tükettiğinde, postprandiyal glikoz seviyelerinin artmadığı görülmüş ve aynı zamanda, sağlıklı ve dengeli bir diyetle birlikte ılımlı şekilde tüketildiğinde diyabetik hastalar için potansiyel faydalar sağlayabileceği gösterilmiştir.
2003 yılında yapılan bir başka çalışma, tek bir hurmanın glisemik indeksini tek başına ve sade yoğurtla karıştırılmış olarak araştırmıştır. Yoğurtla karıştırıldığı zaman glisemik indeksinin düşük olduğunu ve diyabetik hastalara yararlı olabileceğini bulmuştur.
Benzer bir çalışma, ticari olarak mevcut olan üç çeşidin glisemik indekslerini belirlemek için 2002 yılında yapılmıştır. Farklı türlerin glisemik indekslerinde önemli farklılıklar olmasına rağmen, diyabet hastalarında glisemik ve lipit kontrolünde bu çeşitlerin tüketilmesinin yararlı olduğu gerçeğini gözler önüne sermiştir.
Hamilelik ve emzirme döneminde tüketmek için sağlıklı bir seçenektir. Bir çalışma, doğumdan önceki son 4 haftada tüketildiğinde daha elverişli bir doğuma yardım ettiğini düşündürmektedir. Ancak, doğum anında neler olabileceğini bilmediğinizden, önerilen miktarlardan daha çok tüketmemelisiniz.
Sonuç: Yan etkiler, günde 10’dan fazla tüketmeye başladığınız zaman ortaya çıkar. Yani kontrol altında tutmalısınız ve diğer meyvelere de bir şans vermelisiniz.