Kanuni’nin “kardeşim”, Kral Ferdinand’ın “ağabeyim” dediği İbrahim Paşanın hikâyesi, belki de Osmanlı Tarihinde idam edilen 44 sadrazam içinde en parlak ve parlak olduğu kadar da en hüsranlı hayat hikâyesidir.
İtalya’nın Parga kentinde doğan Pargalı İbrahim, küçük yaşta korsanlar tarafından kaçırılarak Manisa’ya getirildi. Manisa’da esir olarak satıldığı kadın tarafından, tam bir Müslüman olarak yetiştirilmesinin yanı sıra edebiyat ve musiki alnında dersler aldı. Pek çok yabancı dil öğrendi. Arapça,Farsça,Rumca ve Sırpçayı okuyup yazabilecek durumdaydı. Donanımlıydı.
Ancak henüz Pargalı ve batılı Hristiyan olduğu için Frenk’ti Yavuz’un tek oğlu Süleyman’ın bu başarılı genci, Manisa’da fark etmesiyle hayatı değişti. Pargalı ilerde cihan padişahı olacak Süleyman’ın artık kardeşiydi. Süleyman padişah olunca kardeşi İbrahim’i has odabaşlığına kadar yükseltti. İç şahinciler ve başmabeyinci görevlerine de Pargalı İbrahim getirilmişti. Padişahın Rodos Seferinde ve Belgrad Fethinde yanındaydı. Yükselişi başlamıştı.
1524 yılının Mayıs ayının bir pazar günü At meydanında görkemli bir düğün vardı. Havai fişekler, çeşitli gösteriler, minyatür cami ve çeşme maketlerinin olduğu şekerlemeler. Pargalı İbrahim ile Sultan Süleyman’ın kız kardeşi Hatice Sultan’ın düğünüydü bu. Balıkçı bir Pargalı’nın oğlu İbrahim. Frenk İbrahim. Pargalı İbrahim.
Artık Damat İbrahim’di
Mohaç Meydan Muharebesinde Damat İbrahim padişahın mahiyetindeydi. İstanbul dönüşü Anadolu’da başlayan Celali isyanlarının üzerine giden Damat İbrahim bu isyanları bastırmada çok başarılı oldu. İsyancıların kesik başları bal küpleri içinde İstanbul’a gönderildi. Kanuni bu başarıdan çok memnundu. Sadrazamın tahsisatı bir milyon akçeden iki milyona çıkarıldığı gibi, kendisine Rumeli beylerbeyliğinin tahsisatı da ayrıldı
Damat İbrahim İmparatorluğun sayılı zenginleri arasındaydı. Damat İbrahim’in sürekli parlayan yıldızı 1.Viyana kuşatmasında sönmeye başladı. Bunda kendi kişiliğinin ve hırslarının rolü büyüktü. Öyle ki kuşatmadan sonra padişahın yanında at sürüyor, aynı kıyafetleri giyiyor, otağında bir padişah misali oturuyordu. Osmanlı siyaset kazanı bu sefer İbrahim paşa için kaynamaya başladı.
Çanlar artık Damat İbrahim için çalıyordu. Her ne kadar padişah kardeşi ve damadı olan İbrahim paşa için toleranslı davransa da paşanın Bağdat’ta, eski baş defterdar İskender Çelebi’yi haksız yere idam ettirmesi sonun başlangıcı oldu. Bu hata, Haseki Hürrem ve başında bulunduğu klik tarafından padişaha karşı bir hareket olarak duyuruldu.
Hüküm verilmiş ve Damat İbrahim için her şey bitmişti. Topkapı Sarayına bir gece yatısına çağırıldı. Yeme, içmeden sonra odasına çekildi. Parlayan yıldızı, Cellat Kara Ali’nin kemendiyle söndü. Artık Maktul İbrahim’di.