1929 doğumlu Fakir Baykurt, öğretmen kökenli yazarlarımızdandır. Uzun yıllar eğitim camiasında görevlerde bulunmuş, 1970 sürecinde tutuklanmıştır. Tutukluluk döneminin ardından ülkeyi terk eden Fakir Baykurt, 1999’ da Almanya’ da vefat etmiş, ölümüne kadar roman ve öykü türü başta olmak üzere çok sayıda eser vermiş, aynı zamanda roman ve öyküleri ile birçok ödül kazanmıştır.
Kaplumbağalar, 1964 yılında yayımlanan Fakir Baykurt romanıdır. Kaplumbağaların bir imge olarak kullanıldığı romanda toprak işçilerinin hayatları ve bir mülk sahibi olarak devletle köylü arasındaki ilişkiler işlenmektedir. Aynı zamanda Kaplkumbağalar, alevi bir halkın kendini yeniden diriltmesinin öyküsüdür.
Kaplumbağalar Romanının Özeti
Roman konusu, Ankara yakınlarında bulunan fakir bir köy olan Tozak’ ta geçmektedir. Romanın giriş bölümünde Tozak, 60 haneli, küçük bir yerleşim yeridir. Çorak toprağı yeşertmeye imkansız gibi görünen, susuz, kurak, yoksul bir Anadolu köyüdür. Çevredeki sünni köylerinden yardım alarak üzüm ihtiyacını karşılarlar. Bu süreçte romanın satır aralarında ‘şaraplık üzüm’ ekseninde bir Alevi-Sünni gerginliği işlenir.
Tozak, Alevi kültürünü yaşatmaya çalışan bir köydür. Köyün öğretmeni Rıza Bey, romanın ana kahramanıdır. Bilgili, cesur bir insandır ve köyün durumu karşısında köylülere yardım etmeyi aklına koymuştur. Bu uğurda Kır Abbas, onun en büyük destekçisi olur. Rıza Öğretmen, kısa sürede etrafına topladıkları köylüler ile canla başla çalışarak, toprağı adam etmeye başlar. Susuz, kurak, cansız toprak bir anda canlanır ve üzüm bağı haline gelir.
Rıza Öğretmen ve çevresindekiler, romanın ilerleyen satırlarında çorak arazide bir su kuyusu açmayı başarır. Suya kavuşan toprak, kısa sürede ürün verir ve zenginleşir. Bu süreçte arazinin toprak yıllarında dolaşan kaplumbağalar, serin bağları yurt edinir.
Olaylar bu şekilde sürerken, köylü kötü bir sürprizle karşılaşır. Devlet, köylünün canla başla çalışarak adam ettiği, zenginleştirdiği bu topraklarda hak iddia etmektedir. Yoksul halk, devletin kira taleplerini karşılayamayınca, Kır Abbas, gözyaşları ve hüzün içinde hayvanları bağa salarak, tüm yapılanları bozar. Böylece tüm yeşermeye başlayan umutları yol olur ve eski kurak zamanlarına dönerler.
Kaplumbağalar, köylünün Purluk adını verdiği, darmadağın olan bağları terk ederler.