Küçük Ağa Özeti – Tarık Buğra

küçük ağa

Tarık Buğra, 1918 yılında Konya Akşehir’ de dünyaya gelmiştir. Lise eğitiminin ardından yükseköğretim hayatını yarıda keserek 1947 yılında gazeteciliğe başlamıştır. Uzun yıllarını Tercüman Gazetesi’ nde köşe yazarlığı yaparak geçiren Tarık Buğra, hikaye, roman, inceleme ve araştırma kitapları kaleme almış, 24 Şubat 1994 yılında vefat etmiştir.

İlk baskısını 1963 yılında yapan Küçük Ağa, Tarık Buğra’ nın en ünlü romanları arasındadır. Kurtuluş Savaşı döneminden ve Milli mücadeleden  kesitler sunan roman, tarihi özellikleri bakımından değerli eserlerimiz arasındadır.  Birinci Dünya Savaşı’ nın yıkımlarını ve perde arkasını gözler önüne sermekte, bu yönüyle tarihi bir roman özelliği taşımaktadır.  Çoğunlukla milli mücadelecileri roman kahramanı olarak ele alan yapıtlardan farklı şekilde, Milli mücadele karşıtı bir kahramanı karşımıza çıkartması bakımından diğer milli mücadele romanlarından ayrılır.

Küçük Ağa Romanı’ nın Özeti

Olaylar, romanın baskın karakterlerinden Salih’ in Birinci Dünya Savaşı sonrası memleketi olan Akşehir’ e dönmesi ile başlar. Birinci Dünya Savaşı’ nın yıkımları arasında, savaş sırasında sakatlanan Salih’ i kötü bir sürpriz beklemektedir. Savaş öncesi yıllarca dost yaşayan Rum ve Türkler savaşın ardından birbirlerinden uzaklaşmış, sosyal bağlamda birbirlerini dışlamaya başlamışlardır. Bu tutum sebebiyle rahatsızlık duyan ve durum karşısında hümanist tavırlar sergileyen Salih, Rumlarla olan samimiyeti nedeniyle halk tarafından dışlanarak, yalnızlığa itilir.

Olaylar Salih cephesinde bu şekilde gelişirken, romanın bir diğer baskın karakteri olaylara dahil edilir. Fatih medresesindeki talebeliği sırasında hocalarının gözüne girmeyi başaran Mehmet Reşit Efendi, İçişleri bakanlığı tarafından Akşehir’ de görevlendirilir. Akşehir halkı tarafından kısa sürrede benimsenen ve İstanbul’ lu Hoca olarak anılan Reşit Efendi, evlenerek bir aile kurar.

O dönemde Kurtuluş Savaşı’ nın ilk kıvılcımları sıçramış, Halifeye bağlı bir İstanbul Hükümeti’ nin karşısına Milli Mücadele ruhu çıkmıştır. Anadolu’ nun birçok kenti milli mücadele safına katılırken İstanbullu hocanın telkinlerinden etkilenen Akşehir halkı İstanbul’ a bağlı kalmıştır Bu sebeple Kuvay-ı Milliyeciler tarafından yakalanmak üzere hakkında arama emri çıkartılan İstanbullu Hoca Mehmet Reşit Efendi, Akşehir’ den kaçarak Çakırsaraylı adlı çeteye katılır.

Bu çete içinde Küçük Ağa olur ve kısa sürede benimsenir. Bu esnada sürekli olarak kendilerini arayan milli mücadelecileri kollamakta, yakalanmamanın yollarını aramaktadır. Bir yerde çok fazla kalmamaktadır. Çakırsaraylı çetesinin ardından Çerkez Ethem’ in kardeşi olan Tevfik Bey çetesine karışır. Bu dönemde fikri bağlamda ikilemler yaşar. İlk başta Kuvay’ı Milliyeci olan fakat zamanla Ankara Hükümeti ile yaşadığı çatışmalar sebebiyle Kuvay’ı milliyeye cephe alan Çerkez Ethemcilerin yolu, onu düşünmeye iter.

Bu dönemde kendisini yakalamak için görevlendirilen ve kendisini bulan Çolak Salih’ in konuşmalarından  etkilenerek milli Mücadele ruhunu benimser. Saf değiştirir ve Milli mücadele tarafından Kuvay-ı Milliye karşıtı güçlerle çarpışırken yaralanır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz