Polisiye gerilim romanının usta kalemlerinden Simon Beckett Kemiklerin Şifresinden sonra gene dehşet atmosferi yaratan bir kitap yazıyor. Ölümün Kimyası Romanı, bir oturuşta bitilecek nitelendirmesini sonuna kadar hak eden bir yapıt.
İnsan bedeni ölümden 4 dakika sonra ayrışmaya başlar. Bir zamanlar yaşamı barındırırken şimdi son başkalaşımını geçirmektedir. Kendi kendini parçalama sürecinde, hücreler içten dışa doğru çözülür. Doku önce sıvıya sonrada gaza dönüşür. Canlılığını yitiren vücut başkaları için hareketsiz bir ziyafettir artık.
Önce bakteriler, sonra böcekler gelir. Ve sinekler… Yumurtalarını bırakırlar. Bu evreye kadar cesedin kas proteini yakılmış ve ortaya güçlü bir kimyasal karışım çıkmıştır. Bu bitkiler için öldürücüdür.
Araştırdığı bir olayın sonucunda katil ailesini öldürünce, Adli Antropolog David Hunter, eski hayatını terk etmiş ve Ücra bir köy de doktorluk yapmaya başlamış ve kimliğini saklamıştır.3 yıldan sonra huzura kavuşacakken, Sally Palmer adında bir kızın cesedi bulunur. Daha doğrusu Sally Palmer’dan arta kalanlar.
Ceset vahşice kesilip biçilmiştir. Polis katili bulmak için Hunter’dan yardım ister. Hunter işe karışmamayı istemese de kısa bir süre sonra bir kadın daha kaybolur. Yaşadığı köy artık tam bir paranoya ve korku yuvası haline gelmiştir. Herkes birbirinden şüphelenirken sallanacak hiçbir yer yoktur.