Reflüye İyi Gelen Bitkiler Nelerdir?

Mide asitlerinin yeri, adı üstünde midedir. Ancak reflüsü olanlarda bu asitler yemek borusuna kadar çıkar ve pek çok sıkıntıya yol açar. Reflü nedeniyle şişkinlik, geğirme, yutma güçlüğü veya yediklerinizin ağzınıza gelmesi gibi rahatsız edici semptomlar ortaya çıkabilir. Doktorun verdiği ya da eczanede tavsiye edilen çeşitli ilaçlar, mide asitlerini dengeleyerek rahatlama sağlayabilir. Bu ilaçlar dışında, sindirime yardımcı olabilecek çeşitli bitkiler de reflüden kaynaklanan şikayetleri dindirmeye yardımcı olabilir. Herhangi bir bitkiyi reflü için düzenli olarak kullanmaya başlamadan önce doktorunuzla dozaj ve yan etkiler hakkında konuşmanız en güvenlisidir.

reflüye iyi gelen bitkiler

Hatmi Çiçeği

Reflü için en etkili bitkilerden biri hatmidir. Astım, bronşit, soğuk algınlığı, öksürük, iltihaplı bağırsak hastalığı, mide ülseri ve sindirim güçlükleri için kullanılan hatmi çiçeğinin sağlıkla ilgili faydalı olduğu konuların listesi, görüldüğü gibi epey uzundur. İç organlardaki kasılmaları önleyen, iltihap giderici hatmi çiçeği, sindirim sistemi, solunum yolu ve idrar yolu mukozasındaki tahrişi hafifletir.

Bitkinin içerdiği müsilaj maddesi, sıvılarla karşılaştığında yumuşak, jelimsi bir yoğunluk kazanır. Bu jel, mukoza üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturur. Yemek borusu müsilajla örtüldüğünde, reflüden kaynaklanan yanma hissinde azalma görülebilir. Hatmi çiçeği reflünün yol açtığı tahriş ve iltihaba da iyi gelebilir. Bu şikayetler için genellikle hatmi çiçeği kökünün, çay şeklinde tüketilmesi önerilir. Köklerde müsilaj daha yoğundur.

Bu bitkideki maddelerin mide çeperini sarması, vücudun ilaç veya diğer besinleri emmesini güçleştirebilir. Özellikle ilaç kullanan kişiler, bitkiyi ne şekilde kullanacaklarını ve dozajını doktora danışabilirler.

Kaygan Karaağaç

Kaygan karaağaç sindirim rahatsızlıkları, deri yaraları, ateş ve iltihap için önerilen, şifalı bitkilerden biridir. Tıpkı hatmi köklerinde olduğu gibi, kaygan karaağaçta da müsilaj bulunur. Kaygan karaağaç ürünleri genellikle bu ağacın iç kabuğundan elde edilen ürünlerdir. Kalsiyum bakımından zengin iç kabuk kurutularak toz haline getirilir. Bu kabukta yüksek oranda müsilaj dışında, biraz tanen ve E vitamini bulunur. Müsilaj maddesi, sindirim sistemindeki iltihaplı veya tahriş olmuş mukozayı korur ve iyileştirir. Bunun yanı sıra mide asitlerini nötralize eder, yani etkisiz hale getirir. Bitkinin ana özellikleri arasında yatıştırıcı-koruyucu, idrar söktürücü ve iltihap önleyici olması sayılır.

Kaygan karaağaç çay, tentür veya kapsül şeklinde alınabilir. Müsilaj içeren bitkileri alırken bol su içmek gerekir çünkü nemle birlikte yapışkan hale gelen madde, boğazınızı tıkayabilir. Ayrıca ilaç kullanan kişiler ve diyabet gibi kronik hastalıkları bulunanların doktora danışmadan kesinlikle karaağaç ürünleri kullanmaması önerilir.

Meyan Kökü

Ülser için doğal bir ilaç olduğu kabul edilen meyan kökü reflü şikayeti olanların da başvurabileceği bitkiler arasında yer alır. Geleneksel olarak sindirim sistemini rahatlatıcı ve koruyucu özelliğinden yararlanılır. Ayrıca solunum yollarını balgamdan temizler. Günümüzde meyan kökü en çok peptik ülser, reflü, boğaz ağrısı ve ağız yaraları için tavsiye edilir.

Meyan kökündeki aktif bileşenlerden glisirizin, faydaları olduğu kadar tansiyonu yükseltmek ya da kanı inceltmek gibi yan etkileri de olan bir maddedir. Meyan kökü ürünleri kullanılacaksa, bu ürünler DGL, yani deglisirine meyankökü ürünleri olmalıdır. Tansiyon ilacı ve kan inceltici ilaçlar kullanan kişiler doktora danışmadan meyan ürünlerini kullanmamalıdır. Uzun dönemde meyan almanın kalp ve böbrekler için de zararlı olabileceği belirtilmiştir. Kalp, böbrek, diyabet, karaciğer ve tansiyon hastaları meyan kökü kullanmamalı, en azından doktorlarına danışmalıdır.

Papatya

Papatya reflü belirtilerini dindirebilecek özellikleri olan geleneksel bitki reçetelerinden biridir. Reflü hastalarında yemek borusunun mideyle birleştiği yerdeki kas, yanlış zamanda daralır ve genişler. Bu da midedeki asitli karışımın yemek borusuna çıkmasına neden olur. Papatyadaki bazı bileşenler ve uçucu yağlar içerisinden, alfa bisabolol denilen madde, vücut kaslarındaki çeşitli spazmları engelleyebilir.

Yemek borusundaki anormal kasılmalar da buna dahildir. Ayrıca sindirim sistemindeki pepsin enziminin aktivitesini azaltarak, mide asidine karşı koruyucu bir etki yaratır.  Genel olarak güvenli bir bitki olarak kabul edilen papatyayı, astım hastaları ya da papatyaya karşı alerjisi olanlar doktora danışmadan kullanmamalıdır. Sakinleştirici ve kan inceltici ilaçlarla da kullanılması tavsiye edilmez.

Zerdeçal

Zerdeçaldaki aktif bileşen kurkumin, reflünün belirtilerini azaltabilecek, güçlü antioksidan özellikler taşır. Reflüyü tek başına tedavi edebilecek kadar etkili bir bitki olmasa da, gaz ve şişkinliği gidererek, reflü şikayetini hafifletebilecek bir bitkidir. Düzenli zerdeçal kullanımının bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve vücuttaki toksik maddeleri azalttığına dair araştırmalar vardır. Bir başka araştırmada yine düzenli olarak kurkumin alan hastaların reflü ilacına daha az ihtiyaç duyduğu saptanmıştır.

Ancak bu araştırmalar sınırlıdır ve doktorunuzun uygun gördüğü tedaviyi kendi başınıza asla kesmemeniz gerekir. Asit azaltan reflü ilaçlarıyla birlikte alındığında ise zerdeçal, hastalığı azdırarak durumu daha da kötüleştirebilir. Bu tip denemelerin yerine, doktora zerdeçal takviyesi alıp alamayacağınızı, kullanım şeklini ve dozajını sorabilirsiniz.

Önlemler ve Uyarılar: Reflü oldukça yaygın bir rahatsızlık olmasına karşın, kontrol altına alınmadığı takdirde vücutta büyük problemlere yol açabilecek bir rahatsızlıktır. Tam olarak neden ortaya çıktığı kesinleşmemiş olsa da sigara içmek, aşırı kilolu olmak, hamile olmak gibi risk arttırıcı faktörler olduğu bilinmektedir. Asitli yiyecek ve içeceklerin, çikolata, alkol, kafein, kızartmanın yanı sıra, yağlı ve baharatlı yiyeceklerin de reflüyü azdırdığı bilinmektedir.

Herhangi bir bitkisel ürünü kullanmadan önce doktorunuza danışmanız en güvenli yoldur. Reflü belirtilerini daha da kötüleştirecek ve hastalığı tetikleyecek takviyelerden mutlaka kaçınmanız gerekir. Herhangi bir bitkisel ürünün size dokunduğunu hissettiğiniz an kullanımını bırakmalısınız. İlaç kullananlar, kronik hastalıkları bulunanlar ve hamileler bu tür takviyeleri kullanmaya kendileri karar vermemeli, mutlaka önce profesyonel bir görüş almalıdır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz